Apple,kablosuz tv peşinde..

 
   Apple'ın yeni CEO'su hızlı başladı işine. Tim Cook, dün katıldığı bir konferansta, Apple'ın heyecan verici yeni ürünleriyle piyasayı renklendireceğini açıkladı. Bu ürünlerle ilgili başka bilgi vermeyen Cook,Apple'ın bu aralar Tv ler üzerinde yoğunlaştığını belirtti. Zaten kulislerde Apple'ın televizyon üretimine başlayacağı haberleri konuşuluyor. Fakat bu televizyon büyük olasılıkla bizim bildiğimiz türden tv olmayacağını da söyleyebilirim. Başka televizyonlarla bağlantı kurulabilecek ve çeşitli oyunları oynama imkanıda olacak.Kablosuz olarak diğer Apple ürünleriyle bağlantı kurabilecek olan bu ürünün piyasaya çıkış tarihinin 2013 yılı olacağı da konuşulan haberler arasında.Bakalım bu ürünleri sevecek miyiz? Söz konusu Apple ise ve bugüne kadar yaptıklarını da göz önüne getirirsek,diyebiliriz ki yeni ürünü çok seveceğiz..
 

Facebook artık Zarar Yazıyor!!!


    Facebook 2 hafta önce hisselerini halka arz etmişti.O gün 38 dolardan satılan hisseler,aynı gün 42 dolara kadar yükselmiş,fakat daha sonra müthiş bir düşüş yaşamıştı. bugünse düşüşe devam eden hisseler,günü 29 dolar civarında kapatmış. Hisse başına 9 dolarlık müthiş bir düşüş,hem de 2 haftada. Bunun nedenlerini herkes birbirini suçlayarak göstermişti aslında geçen hafta.Kimisi işlemlerin geç başlamasına bağlamış,kimileri ise Facebook'un değer olarak aşırı derece de şişirildiğini öne sürmüştü. Kim ne derse desin,Facebook müthiş bir düşüş yaşıyor.Şirket bunun önüne geçebilmek için ticari ataklar yapıyor ama bu düşüşü engelleyebilir mi, ya da daha ne kadar sürecek bu düşüş,işte buna kimse bir şey diyemiyor. Aslında durumun böyle olacağını daha önceki bir yazımda,hem de hisse satışının yapılacağı gün yazmıştım (yazıya buradan ulaşabilirsiniz). Hisselerin halka arz edileceği gün General Motors reklamlarının artık Facebook'ta yayınlanmayacağını açıklamıştı.Keşke o gün insanlar yazıma dikkat etselerdi :)). İşin şakası bir yana,binlerce insan müthiş bir kayıp yaşadı.Ne diyelim,umarım Facebook açısından işler kolaylaşır.
 

Yeni bir çağa girdik: SİBER ÇAĞ


    Geçtiğimiz hafta, bir internet virüsü.özellikle Ortadoğu ülkelerini hedef almıştı.Birçok ülke bu virüsün saldırısına uğramıştı. Bilim adamları bu virüsün, şimdiye kadar görülmüş en güçlü ve karmaşık virüs olduğu konusunda hemfikirler. Tabi hedef Ortadoğu ve özellikle İsrail'e komşu olan ülkeler olunca virüsün arkasında acaba bir devlet mi var sorusunu hafta boyunca herkes sordu. Yine çoğunluğa göre,bu virüs kesinlikle bir ülke tarafından desteklenmekteydi. Özellikle geçen yıl stuxnet adlı bir virüs, İran'ın nükleer programına baya zarar vermişti. Siber savaşın ilk adımlarıydı bu saldırı ve buna karşı yapılan savunma. Bugünlerde ise Flame adlı bir virüs,tüm Ortadoğu'yu kasıp kavurdu. İran,bu virüsün saldırısına uğradığını ve sonunda virüsün etkisiz hale getirildiğini duyurdu. İsrail tarafı ise yaptıkları açıklamalarla,bu iddaları reddetmediler. İsrail'in her türlü teknolojiye sahip olduğunu ve bununla düşmanlara gözdağı verebileceklerini de ayrıca belirttiler.
   Antivirüs yapımcıları virüsün çoktan Ortadoğu'ya yayıldığını belirtiyor. Ayrıca bu virüsün, bulaştığı bilgisayara zarar vermediği, fakat bilgisayarda bulunan tüm bilgilerin kopyalanmasını sağladığı da belirtiliyor. Bakalım işin sonu nereye varacak.Fakat yeni bir çağa girdiğimiz de artık kesin gibi. Ben bu çağa SİBER ÇAĞ adını vermek istedim:)
 

Geçmişten-günümüze ve gelecekte bilgisayarlar

   Teknolojide ki gelişme,özellikle bilgisayarlar ve telefonlar da meydana gelen gelişme üzerinde düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Nerden nereye geldik nereye gidiyoruz, gibi soruları kendi kendime sorup cevaplamak istedim:) Uzun bir yazı olabilir.Çünkü planlamadan yazıyorum, hatalarım olabilir,çünkü aklıma geleni yazacağım:)
   İlk bilgisayarın nasıl bir şey olduğunu hiç merak ettiniz mi? Bilgisayarın adı ENIAC'tı,1946 yılında kullanılmaya başlandı ve tam 30 ton ağırlığındaydı. Türkiye de ki ilk bilgisayar ise, siyah-beyaz tv ekranının bilgisayara dönüştürülmesiyle elde edilmişti. Tüm bilgisayar kullanıcıları Windows'un ne olduğunu bilir.İlk windows sürümü Windows 3 adı ile 1990 da sürüldü piyasaya. Şimdilerde Windows 8'i büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz! Günümüze kadar inanılmaz bir gelişim süreci yaşadı bilgisayar teknolojisi. Benim bilgisayarla ilk tanışmam 2000 yılında oldu. O zaman ki bilgisayarları hatırlıyorum da, HDD yani hard diski 5 GB idi, RAM varla yok arası bir şeydi. İnternete çevirmeli ağ ile bağlanıyorduk. Paket sorunu büyüktü:) Şimdiler de ise HDD'de TeraBayt kavramı bile neredeyse eskiyecek durumda.İnternete bağlanma konusuna gelince, Amerika da 500 mbps/sn hızına ulaşmak için alt yapılar hazırlanmaya başlanıyor. Hızı fark edebiliyor musunuz? PC'lerden sonra laptoplar hayatımıza girdi. Özellikle çantaları ve havası ile bir başkaydı laptoplar benim için. Laptopların piyasadan kalkmak üzere olduğu zamanlarda 2. el de olsa bir laptopum oldu sonunda:) Laptoplardan sonra netbooklar girdi hayatımıza. Bugün bir yazım vardı bu konuda, firmalar artık netbook üretiminden vazgeçiyor diye.
   Tablet PC'ler ve ultrabooklar ile bilgisayar teknolojisi nerdeyse ışık hızında bir gelişim göstermeye devam ediyor. Peki gelecekte bilgisayar teknolojisi nasıl olabilir? 1940'lı yıllarda heralde kimse dokunmatik ekranı hayal bile edemezdi öyle değil mi.Ama şimdilerde ise herşeyi hayal edebiliyoruz.Çünkü biliyoruz ki, hayal ettiğimiz herşey bir şekilde gerçek oluyor. O halde biz de biraz hayal edelim;nasıl olabilir sonra ki bilgisayarlar? Öncelikle sonraki  bilgisayarlar artık bilgisayar olmayacak bana göre.Onlara başka isimler verilecek. Hangi isimler olabilir bunu bilemem.Fakat bir çok şeyi aynı anda ve çok çok kısa bir sürede yapabilecekler.Şimdiki bilgisayarlarda yapıyor bunu diyebilirsiniz.Ama gelecekte bu,herhangi bir şeye dokunulmadan yapılacak.Günümüzde en son moda olan,dokunmatik ekranlardır.Gelecekte ise dokunulacak bir şeyin olacağını sanmıyorum. Gelecekte ki bilgisayarların, filmlerde de sıklıkla gördüğümüz hologram şeklinde olacağını düşünüyorum.Yani ortada küçük bir kutu var ve bir tuş yardımı ile tavana doğru çok boyutlu şekiller fırlıyor. Ellerimizi oraya buraya sallayarak bilgisayara komutlar veriyoruz,ne kadar büyük rahatlık:) Sesle komutlar vereceğiz. Şu  şu dosya diyoruz ve o dosya gözümüzün önüne geliveriyor. Daha bir çok farklı özelliğin olacağı aşikardır ama benim hayallerim şimdilik bunlarla sınırlı:). Fakat bilgisayarlarda ki en son sınırı biliyorum,tahmin edebiliyorum.Onlar kendi kendilerine iş yapmaya başladıkları gün bilgisayarlar bizim için sone erecek.Fakat onlar kendileri için var olacak!!
Şimdilik yazacaklarım bunlar bilgisayar ve gelişimi hakkında.Ama aklıma gelirse eğer, geleni yazmaya devam edeceğim:)


 

Netbook'ların Sonu geliyor artık!!

      Netbook kullanmayı çok istiyordum,acayip çekiyordu beni kendisine.O küçük ve şık çantalarına da hasta oluyordum açıkçası. Fakat bu hissettiklerimi artık hissetmiyorum:) Ehh bir çok kullanıcı da benim gibi düşünüyor olmalı ki,artık netbook satın alan pek olmuyor. İşte bu yüzden bir çok büyük teknoloji üreticisi firma artık netbook üretmeyeceklerini açıklamış durumda. İşte bu büyük şirketlere bir yenisi daha eklendi.
   Toshiba, bundan sonra ABD pazarına netbook sokmayacağını bildirmiş. Bunun devamında ne geleceği belli aslında. Teknoloji çevrelerinde buna, ürünün kademeli olarak piyasadan çekilmesi deniyor. Peki sonrasında ne olacak? Toshiba pazarda ki payını artırmak için ultrabook üretimine hız verecek ve tablet PC üretimine de devam edecek. Bilgisayarların boyutu küçüldükçe cep telefonları ile bir arada kullanılması da üreticiler için yeni bir alana girmelerini zorunlu kılıyor aslında. Toshiba da Samsung gibi akıllı telefon işinde kendini geliştirmek zorunda, benim tahminime göre bundan sonra tüm bilgisayar üreticileri cep telefonu da üretmeye başlayacak. Akıllı telefon piyasasına da bilgisayar üreten şirketler hakim olacak,ki olmaya da başladılar zaten. Sadece cep telefonu üreten Nokia,Blacberry gibi şirketler her yıl zarar yazmaya başladılar bile.Neyse şirketlerde ki bu değişimi daha sonra yazıya dökeceğim.
Sonuç olarak Toshiba yeni bir teknoloji olan ultrabook üretimine hız verecek bundan sonra,nispeten yeni olan netbook üretimi ise ABD dışında yapılmaya devam edecek.
 

Artık Bizim de CERN'imiz Var


    Çinlilerle yarışıyoruz bilim konusunda. Batı'nın teknolojisini nerdeyse birebir kopyalıyor, ülkemizde bunu hayata geçiriyor ve bir de kalkmış ülkemiz gelişiyor diyoruz. Kopyala-yap usulü ile ne kadar gelişeceğiz,bunu çok merak ediyorum. Neyse yazımızın konusuna gelelim.
    TOKİ tarafından yapılan,Türkiye'nin ilk proton çarpıştırıcısı yarın açılıyor. Ankara da ki Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinde açılacak olan bu tesiste,İsviçre de ki CERN laboratuvarında yapılan deneylerin benzerlerinin yapılabileceği belirtiliyor. Bu tesisde kullanılacak teknoloji ise türünün en yeni teknolojisi olma özelliğini taşıyormuş. Özellikle sağlık sektörü için güzel bir gelişme bu,çünkü kalp hastalıkları ve kanser hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığın erken teşhisinde kullanılmak üzere bazı izotoplar gerekiyor ve bunlar genelde yurt dışından alınıyor. Bu tesisle birlikte bu konuda ki yurt dışına olan bağımlılığımız da ortadan kalkacak kısmetse.
 

Google,İstanbul'un Fethini Anmak İstemiyor!!!


   Google ile ilgili olacak bu yazım. Biliyorsunuz bugün İstanbul'un Fethi kutlanıyor,yani özel bir gün bizler için. Böylesine özel günler için google o güne özel Doodle hazırlar.Bugün de gözlerimiz Google üzerindeydi,acaba bugüne özel ne hazırlayacak diye düşünüyorduk.Fakat herhangi bir Doodle göremedik.Google bu günü pas geçmiş anlaşılan,ya da böyle bir günü bilmiyor.Ya da bu günün anlamını bilmiyor,ve yine, ya da bu günü kabul etmek istemiyor!!
   En sonuncu seçenek bana makul geliyor,çünkü Google'ın,ülkelere özgü önemli tarihlere ya da önemli kişilerin anılarına dikkat ettiğini biliyoruz.En son gördüğümüz Doodle, bir elektro gitardı,ve sosyal medya da oldukça ilgi görmüştü. Daha öncelerde de bir atari oyununa bile yer ayırdığını biliyoruz Google'ın.Hatta fermuarı icad edeni bile hatırlamıştı. Fakat,bir çağı kapatıp yeni bir çağın başlamasını sağlayan, Avrupa da rönesansın başlamasına neden olan,İstanbul'un Fethi sanırım Google mühendislerinin dikkatinden kaçmış.
   Avrupalıların en karanlık günlerinden biridir bu tarih,ve sanırım bu yüzden Google bu günü anmak istemedi. Sağlık olsun, Google'ın anmasına gerek yok nasılsa. Fakat böylesine büyük bir medyanın, bu türden hisler beslemesi de garip geliyor insana...
 

Facebook,gerçek hayatta hırsızlığa da neden olabiliyor!!

   Avustralya da ilginç bir olay yaşanmış. İnternet gündeminin bir numarası olan Facebook ile ilgili bir olay bu. Bu olay da genç bir kız, elindeki yüklü miktarda parayla çekilmiş bir fotoğrafını facebookta paylaşmış.fotoğrafın yüklenmesinden çok kısa bir süre sonra, maskeli 2 kişi bu kızın yaşadığı eve baskın düzenlemiş. Kızın annesinden bir miktar para ve kıza ait kişisel eşyalarla birlikte evden ayrılmışlar.Kızın annesi,kızının o sırada evde olmadığını söyleyerek saldırganların evden ayrılmalarını sağlamış. Kızın parayla çekilmiş fotoğrafını büyükannesinin evinde çekip,facebooka yüklediği ortaya çıkmış. Herkesin merak ettiği şey ise saldırganların bu kadar kısa sürede evi nasıl buldukları olmuş. Tabi benim aklıma hemen şu geliyor: Saldırganlar büyük olasılıkla kızın arkadaş çevresinden ve facebookta da ekli olan kişilerden birileri. Yoksa bu kadar kısa sürede birinin evini bulmak imkansız gibi birşey. Polisler de, facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde kişisel güvenliği tehlikeye sokabilecek türden fotoğraf ve bilgi paylaşımının yapılmaması yönünde uyarılarda bulunmuş tabi.
 

İşsiz Ailelerin oranı artıyor..

  Başbakan diyor ya en az 3 çocuk diye,bu haberi bu yüzden yayınlamak istedim. Tamam, nüfus yapısı olarak her zaman gururla belirttiğimiz genç nüfusumuzun,toplam nüfus içinde ki payı azalıyor, ve bunun için başbakan 3 çocuk istiyor olabilir. Ama o 3 çocuğa bakacak olan da anne-babalar sonuçta. Çocuk yapsınlar da nasıl bakarlarsa baksınlar tarzında bir politika olamaz.İşte bu söze karşılık yapıldığını düşündüğüm bir araştırmanın sonucunu buradan paylaşmak istedim. Araştırma işsizlikle ilgili,bu araştırmayı benim gözümde önemli kılansa çocuklu ailelerde hem anne,hem de babanın işsiz olduğu ailelerin toplam oranı yüzde 13,4 olarak gerçekleşmiş. Bu oranla, OECD ülkeleri arasında Türkiye son sırada yer almış. Bu araştırma sonuçlarını ayrıntılı olarak inceleyecektir eminim yönetici sınıfı.
  Anne-babalar işsiz kaldığında doğal olarak çocuk yapacaklardır,sanırım hükümetin çocuk konusunda ki isteği gerçekleşecek.
 

9 Temmuz da bağlantınız kopabilir

  Siz de çıkıyor mu bilmiyorum ama bende çok şükür ki çıkmıyor.Neden mi bahsediyorum? Hemen açıklayayım: Bazı kullanıcılar google da arama yaptıklarında arama çubuğunun üst tarafında ''Bilgisayarınız da zararlı var'' şeklinde bir mesaj görülüyor. bu mesaja yönelik önlem alınmadığı taktirde 9 temmuzdan itibaren internete erişilemeyebilir. Çoğu kez bu türden uyarılar sahte uyarılar şeklinde gelirdi ama bu kez doğrudan google tarafından  veriliyor. Google bu uyarı, bilgisayarda bulunan DNS Changer adlı yazılım yüzünden veriyor. FBI,bu virüsün kişisel bilgileri çaldığı konusunda uyarmıştı ve geçtiğimiz yıl 6 kişiyi tutuklamıştı. Bu türden zararlılar bilgisayarları suçluların kullandığı DNS'lere yönlendiriyor ve bu sayede binlerce kişinin kişisel bilgisine ulaşabiliyor. Amerika da FBI tarafından ele geçirilen bu sunucular, kapatılmak yerine doğru bir şekilde çalışır hale getirmeyi tercih etmişlerdi. Bu sayede bu DNS'lere bağlı olan bilgisayarlar internete bağlı kalmayı sürdürebilmişlerdi. Fakat 9 Temmuz da bu sunucular kapatılacak ve bu bilgisayarlar üzerinden internete bağlananlar, bağlantılarını kaybetmekle karşı karşıya kalacaklar.
   Bakalım neler olacak. Şimdilik bu konuda tehlikede olanlar, bu konuda uyarı alanlar oluyor. Uyarıyla karşılaşanların yapabileceği basit bir şey var, o da DNS ayarlarını değiştirmek olacaktır.
 

Google,Kendi Telefonunu Üretecek

    Geleceğe dönüş filmlerinde hep bazı firmalara ait reklamları görürüz. Onlar o zamanların en ünlü markalarıdır ve geleceği şekillendirecekleri düşünüldüğü için de filmlerde o şekilde kullanılmışlardır. Bu zamanda yapılacak gelecek ile ilgili filmlerde ise sanırım en çok kullanılacak şirket Google olacaktır. Neden mi, günümüzün en önemli internet fenomeni ve yaptığı yatırımlarla da dünyanın en önemli teknoloji devlerinden birisi olma, hatta en önemlisi olma yolunda hızlı ilerliyor. İnternet denince aklımıza Google'ın geliyor olması günümüzde ki önemini anlatmaya yeter de artar bile. Şimdiler de ise, akıllı telefon üretimine ilgisini yöneltmiş durumda ve bunun içinde Motorola'yı satın alacağı nerdeyse herkes tarafından konuşuluyor.Hatta bunun için tüm izinlerinden alındığı belirtiliyor. Bilindiği gibi Motorola 17 bin civarında patente sahip,bu bile Google için sahip olunası birşey. Mobil telefonlar için ürettiği android işletim sistemini de sadece kendi üreteceği telefonlarda kullanacağı da yine sızan haberler arasında.Bakalım daha neler yapacaklar.
   Kendi kendine giden araba, sanal gerçeklik sağlayan gözlük,işletim sisteminde sonra şimdi de telefon işine el attılar.İşlerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar.Dünya ve gelecek için de sanırım böyle şirketler,teknoloji devleri olmazsa olmaz.
 

Google-Facebook savaşı kızışıyor

   İnternetin 2 devi Google ve Facebook, kullancılara ait veriler konusunda birbirlerine savaş ilan etmiş durumdalar.Her ne kadar bu konu da sağ duyuya çağırsalarda birbirlerini, karşılıklı suçlamalardan da vaz geçmiyorlar.
   Google kurucularından olan Laryy Page, Facebook'un kullanıcı bilgilerini kendilerinden saklaması konusunda sert açıklamalarda bulunmaya devam ediyor. Daha önceleri Google'ın, Facebook kullanıcılarından isteyenlerin Gmail iletişim bilgilerini Facebook ta paylaşmalarına izin verdiğini hatırlatan Page, fakat facebookun aynı şekilde davranmadığını ve bilgi saklamaya devam ettiğini belirtmiş,ve dolayısıyla da gmail de ki bu paylaşımını kaldırdıklarını ifade etmiş. Facebook'un kullanıcı verilerini sadece kendilerinden sakladığını da belirten Larry Page, Yahoo içinse aynı şeyin yapılmadığını dolayısıyla rekabetin oluşamadığını bundan şikayetçi olduklarını da söylemiş.
   Bakalım bu kullanıcı verileri yüzünden daha neler olacak. Fakat internet reklamcılığının daha da gelişeceğini düşünürsek, kullanıcılara ait verilerin çok daha önemli hale geleceğini de belirtmekte fayda var.
 

Facebook tarayıcı geliyor..

   Dünyanın en büyük sosyal ağı olan Facebook, internet tarayıcı işine de el atmaya hazırlanıyor.Bildiğiniz gibi geçen hafta halka açılmıştı facebook ve bu yüzden gelirlerini artırmanın yollarını arıyor. Tarayıcı işine girerek reklam gelirlerini artırmak facebook için oldukça önem kazandı.Fakat bu tarayıcıyı sıfırdan yapıp geliştirmek yerine piyasada bulunan ve oldukça büyük kullanıcı sayısına sahip bulunan bir tarayıcıyı satın almak Facebook çevrelerinde konuşulan bir şey.
   Peki hangi tarayıcıyı satın almak istiyor Facebook? Yine konuşulan dedikodulara göre Opera alınması düşünülen tarayıcı. 200 milyon civarında bir kullanıcıya sahip opera web browser,ayrıca mobil cihazlarda da sık kullanılması nedeniyle tercih edilen tarayıcı olmuş görünüyor.Bakalım Facebook bu konuda ne yapacak.Fakat ya bir tarayıcı ya da bir arama motoru alıp, googleın elinde bulunan reklam pastasından daha fazla pay alması şart gibi görünüyor.
 

Oğlum bak git...

   Son günlerde internette fenomen olmuş bir video dolaşıp duruyor.''Oğlum bak git'' diyen o çöpçü, bunalıma girmiş durumda. Bir anda ilgi odağı olmak çoğu kişiye ağır gelir, O'na da ağır gelmesi son derece normal. Aslında bu olay bir insanın ne kadar da kolay meşhur olabileceğinin en büyük göstergesi. İnternet öyle bir güç ki, hiç bir yeteneğiniz olmasa bile,hal ve hareketleriniz ile söylediklerinizle, kolay bir şekilde meşhur olabiliyorsunuz.Tabi başladığı gibi çabuk biten bir şöhret bu sonuçta,ama insan maddi kazanca çevirirse bunu, kolay yoldan para kazanmaya iyi bir örnek olabilir. Bir aralar ''artiz ne arar la pazar da'' diyen bir amcamız vardı,sanal alemin yıldızı olarak.Şimdi nerelerde peki,hatırlayan,bilen,gören var mı? İlginç zamanları yaşıyoruz gerçekten. İnternet bu şekilde insanları fenomen hale getirebilmekteyken,insanların canını kaybetmelerine de neden olabilmekte.
   Dün Diyarbakır'dan yansıyan bir haber herkesi üzmüştür eminim. Henüz 14 yaşında olan, 8. sınıf öğrencisi bir kız, sözde Facebook yüzünden, özde ise sınav gerginliği yüzünden intihar etmiş. Sözde bile olsa küçük bir çocuğun internet yüzünden intihar etmiş olması, internetin hayatımıza ne kadar girdiğinin bir kanıtı olsa gerek. Ailelerin bu konuda özellikle dikkatli olmaları,sabırlı ve hoşgörülü olmaları,çocukların bu ergen hallerinden daha çabuk kurtulmaları için büyük önem taşıyor bence.
 

Aradığınız Emlak Hurriyetemlak.com'da!

Emlağa dair her şeyi tek çatı altında buluşturan www.hurriyetemlak.com, çok seçenekli güncel ve detaylı ilanlarıyla, gelişmiş arama özellikleri ve kullanıcı dostu tasarımıyla, sektöre dair güncel haberleri ve istatistiki bilgileriyle, tam anlamıyla emlak sektörünün nabzını tutuyor.

Satılık ve kiralık daireler, ofisler, iş yerleri ve tüm konut projelerini bulabileceğiniz www.hurriyetemlak.com, sunduğu çok sayıda seçenekle size aradığınız emlağı mutlaka bulma olanağı sağlıyor.

İlanlarda okul, hastane, restoran, alışveriş merkezi gibi çevre bilgilerine ulaşabiliyorsunuz. Video desteğiyle gayrimenkulü içindeymişcesine izleyebiliyorsunuz. Baktığınız evin ya da iş yerinin net konumunu harita üzerinde görebiliyorsunuz.

Bu kadar kolaylık ve çok seçenek varken www.hurriyetemlak.com’da, aradığınız emlağı ya da emlağınızın talibini bulmanız an meselesi!

Bir bumads advertorial içeriğidir.
 

İBBtube yeni video portalı...

    Youtube'a rakip Türkiye den çıktı.İstanbul Büyükşehir Belediyesi,İstanbul'un tanıtımında kullanacağı ibbtube internet sitesinin tanıtımını yaptı.
    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, ibbtube projesinin İstanbul tanıtımında kilit rol oynayacağını, dileyen herkesin bu site aracılığı ile İstanbul'la ilgili en kaliteli videolara ulaşacağını belirtti. Aslında güzel bir proje,benim hoşuma gitti doğrusu.Fakat internet ortamına eğer siyaseti karıştırırlarsa, insanlar buna beklemedikleri bir tepki verecektir. Eğer her seçim döneminde yeni gelen başkan, kendi politik görüşüne uygun tarzda yönetirse bu siteyi, işler tepetaklak gidecektir. Fakat turizm amaçlı, tanıtım amaçlı kullanırlarsa muhteşem bir iş çıkarabilirler.
   İnternet insanlara, yönetimlere muhteşem olanaklar sunabilmektedir,yeter ki onu kullanım amacı iyi yönde olsun.
 

Gençler internetsiz yaşayamıyormuş...

   Yabancı bir araştırma şirketi, gençlerin internet hakkındaki düşüncelerini mercek altına aldı.Bu araştırma sonucuna göre, her 3 gençten birisi,internet olmadan yaşayamayacaklarını belirtiyor.Ayrıca bir ilginç sonuçta, gençlerin dikkatlerini topladıkları ''tek''zaman maillerini kontrol ettikleri zamanmış.
   15-30 yaş arası toplam 4300 genç ile online ya da yüz yüze görüşülerek yapılan araştırma da Türkiye de ki gençlerin medya tüketim alışkanlıkları da incelenmiş. Buna göre üniversiteli gençlik,televizyon başında geçirdiği zamanın 3 katını internette dolaşarak geçiriyormuş.Her 4 lise öğrencisinden 3'ü internette dolaşırken, aynı zamanda başka şeylerle de ilgileniyormuş.Gençliğin üçte biri için internet,yokluğunda yaşayamayacakları bir şey anlamına gelirken,dikkatlerini toplayıp konsantre oldukları tek zamanın da e-maillerini kontrol ettikleri ya da online oyun oynadıkları saatler olduğunu belirtmişler.En çok bağlı kaldıkları sayfanın Facebook sayfası olduğu da ayrıca belirtilmiş. Öğrencilerin yüzde 67'si internete girme amacının sosyal paylaşım sitelerinde dolaşmak olduğunu belirtmiş.
 

ABD,sanal savaş başlattı..

   ABD, gerçek dünyada ki savaşlarından sonra,internete de el attı. Savaşı internetten sürdürmeye başlıyor. Bugün El-Kaide'nin internet siteleri ABD tarafından çökertildi. Bizzat Hillary Clinton, bakanlıkta görevli siber saldırı uzmanlarının,Yemen aşiretlerine ait internet sitelerinin şifrelerini ele geçirerek,öldürülen ABD askerlerinin sayısıyla övünen propaganda yazılarının sitelerden kaldırıldığını belirtti. Bu haber internetin ne kadar önem kazandığının açık bir kanıtı. Artık ülkeler savaşları internet üzerinden yönetiyorlar. Terörizme,propagandaya internet üzerinden etkili bir şekilde cevap verebiliyorlar. Bilgisayar korsanları artık hükümetlerin memurları konumuna geliyor. İsrail geçen yıl İran'ın önemli bir nükleer tesisine virüslü saldırı gerçekleştirdi ve İran'ın nükleer programının birkaç yıl sekteye uğramasına neden oldu.Bunu topla,tüfekle,uçakla elde edemezdi belkide. ABD,ilk kez resmi olarak siber saldırı gerçekleştirdiğini belirtti. Fakat daha önce de gerçekleştirdiğinden kimsenin şüphesi yoktur bence. Fakat bunu açık bir dille belirtmesini, kendisine düşman olarak gördüğü ülkelere yönelik bir tehdit olarak algılıyorum. İnternetin önemini Türkiye'nin de anlaması lazım artık. Anlaşılıyor ki, savaşlar meydanlarda yapılmayacak. İnternette sanal ortamda gerçekleştirilecek. Bu bakımdan Google, Facebook gibi büyük sitelere de dikkat etmeliyiz kanısındayım. Böylesine büyük etkiye ve kullanıcı bilgisine sahip sitelerin hükümet kontrolü olmaksızın çalışması imkansızdır. Arap baharının gerçekleşmesine de zaten bu türden sosyal medyanın neden olduğunu da belirtmeliyim. 
   Önceden CIA ajanları ülke ülke dolaşır,bir propaganda unsuru bulur ve o ülkede karışıklık çıkarırdı.Şimdi sosyal medya da geziyor bu ajanlar. Belki de evlerinden hiç çıkmadan uzak bir ülke de savaş başlatıyorlar.İşte internetin günümüzde geldiği yer. Gelecekte alacağı önemi ise kimse kestiremez.

 

Facebookta istemeden spam mail yayanlar,dikkat!

   Facebook'ta bir çok kişinin spam mail yaydığını görüyorum.Farkında değiller büyük ihtimalle,ama ileride başınızı ağrıtabilir bu tarzdan mailler diye bu yazıyı hazırlamak istedim.Büyük ihtimalle zaman tünelini kaldırmak için bir uygulamaya evet dediniz. Belki zaman tünelinden kurtuldunuz,fakat bir süre sonra arkadaşlarınızın duvarlarında sizin adınızla çeşitli mailler gittiğini gördünüz,ya da arkadaşlarınız sizi uyardı.Kim olsa uyarır çünkü. Arkadaşlarınıza karşı mahcup duruma düşmemek için bu türden spam maillerden kurtulmanız gerekir, ayrıca spam mail yaymakta bir suçtur. Öncelikle Facebooksuz yaşayamam diyorsanız,zaman tüneline kendinizi alıştırmanız lazım,ondan kurtuluş yok. Facebook bu sorun için öncelikle şifrenizi değiştirin diyor,ben ise kökten bir çözüm öneriyorum. Facebook gizlilik ayarlarına girin,reklamlar-uygulamalar-internet siteleri sağında ayarları düzenleye tıklayın. Açılan sayfada tüm uygulamaları kapat yazısı var, onu bulun ve tüm uygulamaları kapatın. Daha sonra güvenli bulduğunuz uygulamaları yeniden yükleyebilirsiniz.
   Özellikle Facebook'ta bolca zaman geçirenlerin mutlaka dikkat etmesi lazım. Uygulamalar; sadece kullanıcıların iyiliği için değil, yaratıcısının mutluluğu için de çalışır.
 

Kısaltılmış Linklere, Aman dikkat edin..

   Şu link kısaltma servislerini duymuşsunuzdur,ya da en azında ilginç linklere denk gelmişsinizdir.Birbiriyle uyumsuz,nereye gidileceği belirsiz linkler bazen başa bela olabilmekte.Örneğin;iş yerinizdesiniz ya da yanınızda sevgiliniz bulunmakta. Siz de gelen maillerde alakasız harflerden oluşmuş bir linke tıklıyorsunuz.Fakat açılan site sizi arkadaşınızın yanında küçük duruma düşürebilecek tarzda bir site olabilir. İşte bu linklere tıklarken, açılacak sitenin ne olduğunu önceden bilebilirsiniz.
   Link kısaltma servisi bit.ly en meşhur link kısaltma servislerinden. Bu sitenin linkini gördüğünüzde şu işlemi yapın,tabi tuzağa düşmek istemiyorsanız: bit.ly URL'sini kopyalayıp tarayıcınıza yapıştırın.Daha sonra bu linkin sonuna + işaretini ekleyin, link http://bit.ly/GHT1UK+ gibi birşey olacak. Bunu yazdıktan sonra enter a basın,bit.ly nin bilgi sayfası açılacak ve size gidilecek sitenin bilgileri verilecek.Bu şekilde önceden tedbirinizi almış olacaksınız.Zor bir işlem olarak görünebilir tabi,ama utanç verici bir duruma düşmemek için bu işlemi yapmak gereklidir.
 

uzaktan kumandanın mucidi vefat etti.


   Her gün elinizde olan ve bazen o elinizdeyken uyuyakaldığınız uzaktan kumandanın kim tarafından icat edildiğini biliyor musunuz? Ben bilmiyordum,hatta bilsem bile böylesine önemli bir aletin mucidinin yaşadığını bile sanmazdım.Gerçi artık yaşamıyor.Evet,uzaktan kumandanın mucidi Amerikalı Eugene Polley, Chicako yakınlarında ki bir hastanede hayatını kaybetmiş. 
   Uzaktan kumandanın ilk görünüşü bildiğimiz anlamda bir kumandadan daha çok bir matkapa benziyor,en azından ben öyle benzettim:) Ama insan oğlunun hayatını kolaylaştırdığı da bir gerçek.Sanırım bu yüzden,mucide 1997 yılında bu icadı için Emmy ödülü verilmiş.
 

Hangi tür siteler daha güvenli? Okuyunca şaşıracaksınız..


   Amerika da Symantec adlı bilişim şirketi site güvenlikleriyle ilgili bir araştırma sonucu yayınladı.200 ülkede işlenen siber suçlara yönelik oluşturulan bu araştırma sonuçları, ilginç bazı verileri ortaya koydu. araştırma sonucuna göre bilgisayar korsanlarının en çok virüs yerleştirdikleri sitelerin başında,bloglar,ideolojik ve dini siteler yer alıyor. Bilgisayar korsanlarının dini sitelere virüs koyma ihtimalleri, porno sitelere virüs koyma ihtimallerinden 3 kat daha fazla. Uzmanlara göre bunun nedeni, eğer müşteri porno sitelerde virüs bulursa bir daha ziyaret etmez diye düşünen site sahiplerinin,bu tarz sitelerde güvenliği üst düzeyde tutmaları. Fakat aşıveriş siteleri gibi virüslerin akla gelmeyeceği tarzda ki siteler, aslında tehlike bakımından riskli siteler grubuna giriyor.                                    
    Bu arada siber saldırılar geçen yıla göre, yüzde 81 oranında artış göstermiş. İnternet kullanımı arttıkça bu saldırı  oranlarının da artacağı aşikar.


 

Facebook'ta ki Yaş sınırı kalkıyor...

 
  Yine Facebook ile ilgili bir gelişmeden,sizi haberdar etmek istedim.Biliyorsunuz,Facebook'ta bir yaş sınırı var, buna göre 13 yaşın altındakilerin Facebook'a üye olmaları normalde yasak.Fakat bir çok çocuk yaşını yüksekmiş gibi göstererek profil açabiliyor. Facebook işte bu yasağı kaldırmak için harekete geçti.
Facebook geçen cuma günü halka açıldı. Sonuçta hissedarlarını mutlu edebilmek ve hisse satışlarının önüne geçebilmek için bir çok yeniliğe girişti. Facebook ta durum güncellemenin ücretli hale getirilmesi de bu yeniliklerden biriydi. Ve şimdi de çocukların önünde ki yasak engelini kaldırarak 900 milyon civarında olan kullanıcı sayısını daha da artırmak için harekete geçti. Fakat çocukların kendi profillerini açmaları ne kadar doğru,bunu zaman gösterecek.Ama Facebook'un artık bunu düşündüğünü düşünmüyorum.
   Bakalım facebook para kazanabilmek için daha neler yapacak. Ben bir tarayıcı ya da arama motoru yapmasını bekliyorum açıkçası. Böylece Google'ın elinde olan reklam pazarına ortak olabilir ve kazancını artırabilir diye düşünüyorum.
 

Sosyal Ağ Yarışına Microsoft da katıldı.


   Sosyal ağlara bir yenisi daha ekleniyor. Özellikle Facebook'un kazandığı büyük başarıdan sonra,internet üzerinde ki bir çok ünlü şirket sosyal ağ yarışına katılmaya başladı.Twitter,Google Plus derken bunların arasına bir yenisi daha ekleniyor. İnternetin bir diğer dev şirketi Microsoft,sosyal ağ yarışında bende varım dedi. Geçen sene aralık ayından beri test ettiği sosyal ağı So.Cl'yi kullanıma açtı.
Pinserest'e benzer bir şekilde çalışan So.Cl,de kullanıcılar Bing arama sorgularını bir pano üzerinde biriktirebiliyorlar. Tasarım ise daha çok Google Plus'a benziyor.Kullanıcılar bu sosyal ağ da da resim ve video gibi zengin içerikleri birbirleriyle paylaşabiliyorlar.Ayrıca video partisi de düzenleyebiliyorlar (youtube videolarını bir araya getirerek).
   So.Cl. nin kuruluş amacı akademik anlamda öğrencilere yardım etmek olarak açıklanmış.Fakat eğer bu sosyal ağı kullanacaksanız,bir uyarım var. Bu site de yapacağınız aramalar,direk haber kaynağınızda gösteriliyor.Arama yaparken dikkat etmeniz ileride başınızın ağrımasını engelleyebilir:)
 

Müzik indirme sitesi Spotfy dünyaya açılıyor.

   Dünyaca ünlü, müzik indirme ve indirirken dinleme sitesi olan Spotfy,büyüme stratejisini geliştiriyor.İsveç tabanlı olan site,geçen yıl Amerika pazarına açılmıştı.Fakat küresel çapta asıl başarıyı,Yeni zelanda ve Avustralya'ya açılarak kazanacak gibi duruyor.Yeni açılacağı bu pazarda 16 milyon civarında şarkıyı,kullanıcılarla paylaşacak. Site'nin Brezilya gibi pazarlar dururken Avustralya gibi nüfusu az olan bölgelere açılmasının nedeni sanırım,buralarda rekabetin fazla olmaması.Çünkü Brezilya ve Kanada gibi ülkelerde Sony Music ve Rdio gibi şirketler son derece popüler durumdalar.Spotfy de bu yüzden gözünü uzak pazarlara dikmiş durumda.
    Spotfy,Amerika da kullanıcılarına 6 aylık ücretsiz müzik dinleme ve indirme olanağı sunuyor.Fakat yeni gireceği Avustralya pazarında ise bu hizmeti tamamen ücretsiz olarak yapacağını duyurdu. Normalde kullanıcılarından  4-10 dolar arasında bir ücret alıyorlar.Ne diyelim Türkiye'ye de bekleriz:)
 

Facebookta ki gizli tehlike,Open Graph

   Daha önce bir yazı yayınlamıştım.İnternette okuduğumuz,izlediğimiz,baktığımız bir çok şey facebookta arkadaşlarımız tarafından görülüyor diye.Uyarıya devam etmek istedim.buna neden olan uygulamayı tanımanızda fayda var diye düşünüyorum. Open Graph uygulamasına bir kez izin verdikten sonra,Facebook dış sitelerde izlediğiniz her şeyi arkadaş çevrenize yetiştiriyor.Bu uygulamaya izin verdiğinizi düşünün,ama ne işe yaradığını bilmiyorsunuz.İnternette gezinirken,birden bire karşınıza seksi bacaklar için tıklayın ya da şu ünlünün frikik videosu için tıklayın diye bir galeri çıktı ve siz de hemen galeriyi izlemeye koyuldunuz.sonrasında ne oluyor biliyor musunuz?
    Facebook ana sayfanızda şöyle bir mesaj beliriyor.''Şu kişi şu sitede Adriana Lima'nın seksi bacaklarını izledi. Cansu Dere'nin firik videosuna baktı'' Bu mesajı, listenizde ki herkes görüyor.Sevgiliniz ya da nişanlınız ya da eşiniz...vb. Sonrasında da başınız ağrımaya başlıyor tabi,durumu nasıl düzeltebileceğinizi düşünüyorsunuz.Ama mesajı görenler hakkınızda bir kez daha düşünmeye başlıyor.Böyle bir duruma düşmemek için Facebookta izin verdiğiniz uygulamaların gerçek niyetlerini araştırmanızı öneriyorum.Hiç kimse babasının hayrına uygulama geliştirmez.Hepsinin gizli ya da açık bir amacı vardır.Paranoyakça düşündüğümü söylemeyin, çünkü facebookta ki bu uygulama bir çok kişinin huzurunu kaçıracak ileride.
   Tekrar uyarıyorum; uygulamanın adı,Open Graph.Eğer bu uygulamaya izin verdiyseniz,izni hemen kaldırın. İzlemek ya da okumak istediğiniz haberi görmenin başka binlerce yolu vardır,unutmayın.
 

Facebook,alımlara devam ediyor..


   Facebook, hisselerini halka açtıktan sonra şirket dışı alımlara hız verdi.  Kulislerde mobil devlerinden biri olan Motorola'yı alacağı konuşulan Facebook, kişilerin birbirine hediye gönderebilmesini sağlayan bir mobil yazılım olan Karma'yı satın aldığını bildirdi.Karma yazılımı,sunduğu bir katalog üzerinden kişilerin birbirine hediye gönderebilmesini mümkün kılıyor.Hatta alıcı isterse, hediyeyi kendisi bile belirleyebiliyor.
Bu alımla birlikte Facebook, borsada ki değerini artırabilmek için başka alımları yapacağını da aslında ortaya koymuş oluyor.
    Geçtiğimiz günlerde İnstagram'ı 1 milyar dolara alacağını açıklayan Facebook, bu alımlara ne kadar devam edecek birlikte göreceğiz.
 

İPhone5.com Apple'a geçti

     Bir marka için internette alan adı,markanın kendisi kadar değerli ve önemlidir.İlk gelen alır kuralı uygulanıyor genelde,fakat Apple gibi şirketler için bu kural esnetilebiliyor:)
   İnterneti takip ediyorsanız eğer,Apple'ın bir alan adı konusunda davacı olduğunu da biliyorsunuzdur diye düşünüyorum.Söz konusu Apple gibi şirketler olunca olanlardan habersiz kalmak mümkün görünmüyor.Apple söz konusu davayı kazandı ve istediği alan adını ele geçirdi. İPhone5.com olan alan adını Apple dan önce alan kişiler,bu alan adını bir forum tarzında Apple ile ilgili haberlerin paylaşıldığı bir platform tarzında kullanıyorlardı.Apple buna izin vermedi tabi ve Dünya Fikirsel Mülkler Organizasyonuna başvurdu.Başta da belirttiğim gibi normalde ilk gelen alır kuralı geçerli olması gerekirken,sonuç Apple'ın istediği gibi oldu.İPhone5.com artık Apple'ın elinde.Apple'ın bu alan adını ele geçirebilmek için böylesine çaba göstermesinin nedenini; yeni çıkacak olan İPhone'un,İPhone5 adını alacağı olarak görenler de var.
 

Kendi kendini silebilen Sabit Disk

   İlginç bir sabit disk hayatımıza giriyor.SSD kategorisinde ki bu cihazın enteresan bir özelliği var.Sabit diskin üzerinde kendini imha edebileceği bir düğme bulunuyor!
RunCore şirketi tarafından tanıtılan bu sabit diske RunCore InVincible adı verilmiş.Cihaz üzerinde 2 farklı düğme bulunuyor.Yeşil renkli düğmeye bastığınızda disk üzerinde ki tüm yazılımlar yok olurken,kırmızı renkli düğmeye bastığınızda ise,cihaz kendini aşırı derecede elektrikle yüklüyor ve üzerinde ki tüm çiplerin yanmasına neden oluyor.Yasa dışı iş yapanlar için oldukça güzel bir sabit disk bu.Fakat firma yetkilileri tasarımlarının özellikle asker alanda ve endüstriyel alanlarda oldukça kullanışlı olacağını düşünüyorlar.İlk etapta cihazın 64         GB'lık versiyonunun üretileceğini belirten yetkililer sonrasında da 128 GB'lık bir modelinde üretilebileceğini belirtiyorlar.
   Teknik özelliklerinden de bir kaç örnek verelim.2.5 inç SSD kategorisine giriyor,240 MB/s okuma ve 140 MB/s yazma hızına sahip görünüyor ve SATA II portu kullanıyor.Özellikle sakladığı verileri hakkında güvenliğe önem verenler için oldukça güzel özelliklere sahip bir cihaz olarak öne çıkıyor.
 

Pakistandan Twitter'a Yasak


    İnternette sansüre bir ülke daha katıldı.Twitter Pakistan da yasaklandı.Yasaklanma nedeni ise ''İhtilaflı konu''. Twitter,Pakistan  istediği halde İslam'a yönelik hakaret içeren içerikleri kaldırmadı hatta Pakistan'ın taleplerini bile reddetti. Peki Pakistan'ın kaldırılmasını istediği içerik neydi? Aslında içerik bir reklamdan ibaretti. Facebook'ta yapılan bir yarışmanın tanıtımı yapılıyordu.Facebookta ki yarışmada ise katılımcılar,kendi yaptıkları Hz. Muhammed'in resimlerini paylaşıyorlar. Pakistanlı yetkililer Facebook'un anlayış gösterdiğini fakat,Twitter'dan aynı şekilde anlayış göremediklerini belirttiler.Ayrıca bir süredir site yönetimiyle görüştüklerini, fakat içeriği kaldırmayacaklarını anladıktan sonra da siteye erişimi engellediklerini de sözlerine dahil ettiler.
    Pakistan'lı yetkililer taleplerinin karşılanması durumunda da siteye erişimin tekrar sağlanacağını da ayrıca belirtiyorlar.
 

İlle de Korsan Yazılım diyoruz!!

   İşyeri yazılım Birliği (BSA) bilgisayar kullanıcılarına dair bir araştırma gerçekleştirmiş.Bu yıl dokuzuncusu gerçekleştirilen araştırmaya göre, Türkiye de geçen yıl korsan yazılım kullanma oranı % 62 olarak ölçülmüş.Bu şunu gösteriyor;her 3 bilgisayardan 2'sinde korsan yazılım mevcut.Bu oranın ekonomiye zararı da büyük olmuş tabi ki.Tam 526 milyon dolarlık bir zarar tespit edilmiş.Tabi korsan yazılım kullanmanın kullanıcıların bilgisayarlarına verdiği zararlar da bu hesaba katılmamış.
    Dünya genelinde yapılan araştırmalarda ise ülkelere göre korsan yazılım kullanım oranlarını bir kaç ülke vererek göstereyim istedim.Ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde bu oran azalırken,ekonomik olarak güçsüz olan ülkelerde korsan yazılım kullanma oranı ülkemizle hemen hemen aynı seviyelerde bulunmakta.
Bazı ülkelerde korsan yazılım kullanım oranları:
Çin:%77 , Japonya: % 21, Belçika: % 24, Fransa: % 37, Almanya: % 26, Yunanistan: % 61, Rusya:%63, S.Arabistan:%51, Polonya: % 53.
 

İnternet Kullanıcılarına dakika da 1800 saldırı geliyor!!

   Kaspersky Lab. kullanıcılara karşı yapılan siber saldırılarla ilgili bir araştırma sonucunu yayınladı.Bu araştırma sonucuna göre internet kullanıcıları saatte yaklaşık olarak 108 bin siber saldırıya maruz kalıyor.Bu da dakika da 1800 siber saldırıya karşılık geliyor.
   Kaspersky Lab, 'dan yapılan açıklamaya göre bu araştırmanın nedeni kullanıcılara yönelik yapılan saldırıların kaynağını bulabilmmek.Araştırma sonucuna göre kullanıcılar en çok video sitelerinde saldırıya uğruyor.Video siteleri, siber saldırıların %31'lik kısmını gerçekleştiriyor.İkinci sırada ise arama motorları geliyor.Arama motorları da %22 lik bir orana sahip.Üçüncü sırada ise %21 lik oranla sosyal ağlar geliyor.Bunları ise sırasıyla yetişkin içerikli siteler ve reklam ağları takip ediyor.
   Kaspersky Lab. sonuçlarına göre geçtiğimiz yıl ortalama 4 milyon internet sitesine saldırı yapılmış.Bu saldırıların ancak %50'sini antivirüs yazılımları tespit edebilmiş.Kaspersky Lab. bu saldırılara karşı temel internet güvenliğinin sağlanması ile saldırılara karşı önlem alınabileceğini belirtmiş.Ayrıca bilinmeyen kullanıcılardan gelen mailler de bulunan linklerin (internet adreslerinin) tıklanmamasının, kişisel bilgilerimizin güvenliği için oldukça önemli olduğunun da altını çiziyor.
 

Samsung Galaxy S3 9 milyon ön sipariş aldı..

     Samsung,dünyanın en büyük telefon üreticisi ve bu konuda Apple ile büyük bir rekabet içerisine girmiş durumdalar.Samsung'un amiral gemisi olan akıllı cep telefonu Galaxy S3, şimdiden 9 milyon adet ön sipariş almış durumda.Güney Kore de bulunan Samsung fabrikasının akıllı telefon üretim kapasitesi 5 milyon adet civarında ve fabrikanın tam kapasite halinde çalıştığı da gelen haberler arasında.Bu da aslında Samsung Galaxy S3'e olan talebin ne kadar büyük olduğunun bir kanıtı.
   Samsung için bir iyi haber daha var.Samsung,Android işletim sistemi pazarının da kralı durumunda.Android tabanlı akıllı telefonlarının satışlarının %40 ına Samsung hakim durumda.
  Galaxy S3 mayısın sonlarına doğru ABD'de ve haziran ayından itibaren de Avrupa da piyasaya çıkacağı da yine gelen haberler arasında.
 

Google Android ve Ortaya Çıkan İlginç Sonuç!!

      Google'ın işletim sistemi olan Android'in sağladığı başarı inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda.Bu başarı Google'ın günümüzde devam eden Oracle davasında da herkes tarafından konuşulmaya başlanmış.
   Google'ın 2010 yılında cep işletim sistemi androidden oldukça ümitliydi. 2013 yılına dair beklentileri 200 milyon kullanıcıya ulaşmak üzerineydi. Fakat Google o zaman yanılmıştı.Çünkü hedeflediği sayıya 2011 yılında ulaşmayı başardı.Geçtiğimiz yıl 200 milyon kulanıcıya ulaşan google android işletim sistemi,2013 yılında 700 milyon kullanıcıya ulaşmış olacak.Tüm bu rakamlar,Google'ın Oracle davasında ortaya çıkmış.Bu dava da Oracle ile Google sıkı bir patent savaşı vermekteler.Neyse,bugüne kadar 370 milyon android işletim sistemi aktif edilmiş durumda.Bu sayı Google'ın tahminlerinin 2-3 katına denk geliyor.Bu noktada herkesin sorduğu soru,Google'ın geleceğe yönelik beklentilerinde nasıl yanılmış olabileceği.Google ya androidin bu kadar hızlı bir şekilde büyüyebileceğini düşünmedi ya da beklentilerini yüksek tutmadı.Her 2 durumda da aslında Google'ın geleceğe yönelik tahminlerini tutturamadığı ortada.
    Google android işletim sisteminin önemini,ortaya koyacağı başarıyı azımsamış görünüyor.Bir gerçek daha gözler önüne serilmiş.Normalde her hangi bir ürünün kullanıcı sayısında böyle bir artışın olması şirkete büyük bir kar bırakır.Fakat Google bunun etkisini fazla yaşamamış anlaşılan.Bundan çıkan sonuçta,google için android kullananların fazla bir değerinin olmadığıdır.
 

Wikipedia'ya Dikkat edin!!

  Önemli bir site hakkında bir duyuru yazısı yazmak istedim.Kullandığınız tarayıcı da kötü amaçlı yazılım olup olmadığını çok basit bir şekilde öğrenebilirsiniz.
  Wikipedia sitesini eminim biliyorsunuzdur.İnternette ki ansiklopedi olarak ifade ediyorlar kendilerini.Bu siteye girdiğinizde eğer reklam görüyorsanız,tarayıcınıza virüs bulaşmış demektir.Site yönetimi tarafından yapılan açıklamara göre,site de politika gereği asla reklam yayınlanmadığı belirtilmiş.Açıklamada site üzerinde,Wikipedia Vakfına ait bağış istekleri dışında herhangi bir reklama rastlanıldığında hemen tarayıcının kontrol edilmesi gerektiği belirtiliyor. Yazılım güvenliği şirketlerinden yapılan açıklamalara göre,bu tür korsan reklamlar,tıklama dolandırıcılığı kategorisine giriyor ve birden fazla site hedef alınabiliyor.
   Eğer Wikipedia'yı ziyaret ettiğinizde site de bağış isteği dışında her hangi bir reklam görüyorsanız,önce tarayıcınızı virüs taramasından geçirin,reklamları hala görüyorsanız.bilgisayarınızı virüs taramasından geçirin.Ayrıca korsanların bu şekilde herhangi bir kazanç sağlamasını önlemek amacıyla Wikipedia da gördüğünüz her hangi bir reklama tıklamayın. 
 

General Motors Reklamları artık Facebook'ta yayınlanmayacak!

       İnternet dünyasını yakından takip edenler bilir.Facebook bugün 421 milyon hissesini halka arz edecek.Hisse fiyatlarını da gelen talebe bağlı olarak bugüne kadar 8 kez artırdı.Facebooktan hisse almak istiyorsanız eğer,34-38 dolar aralığında bir fiyata alabilirsiniz.Tabi minimum alabileceğiniz bir sınırın olduğunu da belirtmeliyim:),yani sadece 1 tane hisse alamıyorsunuz.Neyse Facebook hisse fiyatlarını artırdığını ilan ettiği gün,dünyanın en büyük otomobil üreticisi olan General Motors (GM),bundan sonra Facebook'a reklam vermeyeceğini ilan etti.GM, geçtiğimiz yıl reklam için 1.78 milyar dolar harcamıştı.Halka açılacak olan Facebook için kötü bir haber bu gerçekten,çünkü bunun devamının da geleceğini düşünüyorum.
    GM,dünyanın en büyük şirketlerinden biri ve diğer bir çok şirkette eminim GM'yi izleyecektir.Ayrıca elde edilen verilere göre Facebook ta ki büyüme oranları düşmeye başlamış.Şu an da 901 milyon kullanıcısı olan Facebook,artık eskisi gibi kendini katlayarak büyüyememekte.Tabi bunda Çin gibi ülkelerin kullanıcılarına uyguladığı sansürün de büyük etkisi vardır eminim.Fakat bir gerçek var.Facebook duraklama dönemine doğru yaklaşmakta.Bunu Google ve benzeri sosyal medyalarda görmekte,ve alternatifler üretmeye çalışmaktalar.İnsanların çok beğeneceği ve bir çok ihtiyaçlarına cevap alabilecekleri bir site,facebook için yıkıcı olabilir diye düşünüyorum.Ayrıca Facebook'un daha fazla para kazanmak için kullanıcılarının isteklerini ve şikayetlerini görmezden geldikleri de ortada.Son dönemde ki uygulamaları (zaman tüneli..vb.gibi) ve durum güncellemeleri için kullanıcılardan ücret talep etmeye hazırlanması,ayrıca geliştirilen çeşitli uygulamaların yine ücretli olacağının açıklanması,facebook kullanıcılarının alternatif aramalarına neden olacak gibi duruyor.
 

Babalar belli etmezmiş sevgilerini!!

    Bu yazımda bir reklam filmine vurgu yapmak istedim.Yazıyı okuyunca reklamı da hatırlarsınız diye umuyorum,gerçi reklamdan baya farklı bir yazı ama neyse artık:)
    Babalar neden belli etmez sevdiğini? Sevildiğini bilen çocuk daha güvenli bakmaz mı ileriye? Çocuklar rol modeli olarak alırlar babalarını.Filmlerde izledikleri, süper kahramanlardır çocuklar için babaları.Hiç bir şeyden korkmayan,güçlü,her şeye karşı durabilecek süpermenlerdir.Ama çocuklar bir şeyi anlayamamaktadır.Bu süper kahraman neden beni sevmiyor? Onun kadar süper olmadığım için mi acaba? Onun gibi olabilmek için ne yapmalıyım? Ama çok küçüğüm, ben asla onun gibi olamam.İşte çocuklarda akıl yürütür ve sevilmediğini düşünen çocukta böyle bir sonuca varır.Asla onun gibi olamam.Çocukların böyle düşünmesini mi istiyor gerçekten ebeveynler? Özellikle babalar sevdiklerini çocuklarına göstermeyerek daha da çok sevileceklerini mi düşünüyorlar gerçekten? Acaba çocukların her zaman annelerine düşkün olmalarının nedeni böyle bir düşünce olabilir mi? Çünkü anneler,her ne şartta olursa olsun çocuklarını öpüp koklamazlar mı? Onlara sevgiyle yaklaşmazlar mı? Anneler için sevilmek gibi bir düşünce asla olmaz.Çocukların annelerine düşkün olmalarının nedeni,bu karşılıksız sevgi olamaz mı? Karşılıksız dedim,ama bir süre sonra çocuk, bu sevgiyi hissedecek ve annesine karşı aynı sevgiyle yaklaşmaya başlayacak.Karşılıksız sevgi,karşılığını bulacak.Anneler bu yüzden baş tacıdırlar.Onlar severken karşılık beklemezler.Ama ya babalar? Neden sevgilerini belli etmezler? Sevgi dediğimiz şey nedir,insanları bir kılan bağ dan başka..İnsanları bir kılan bu Bağın en güçlü yeri annelerdir. Annenin,olmadığı bir bağ,ne yazık ki çok zayıflar, zamanla incelir ve kopar.Sevdiğini belli etmeyen babalar,ne yazık ki bu bağın kopmasına engel olamazlar.Çünkü onlar sevdiklerini belli etmemişlerdir.
   Bu yazıyı okuyan bir baba iseniz eğer,dönün ve çocuğunuza bir bakın.Çocuğunuz,tuttuğunuz takımdan daha az mı değerli ki,ona sevginizi göstermiyorsunuz? Tuttuğunuz takım maç kazanınca dünyalar sizin oluyor. Çocuğunuzun her nefes alıp verişi dünyalar kadar değerli değil midir? Evi ayakta tutanın babalar olduğu söylenir,bunu söyleyen babalardır.Bana göre ise evi ayakta tutan annelerdir.Çünkü anneler,çocuklarına sevgiyle yaklaşırlar.Babalar ise belli etmezler sevdiklerini,bu yüzden daha az sevilirler.
 

Firefox'tan güzel haberler var..

      İnternete bağlandığınızda hangi tarayıcıyı kullanıyorsunuz bilmiyorum ama Firefox kullananlar biraz daha şanslı gibi düşünmeye başladım.Ben Chrome kullanıyorum,fakat son zamanlarda bazı eklentilerinde sorunlar yaşıyorum.Bu yüzden Firefox'a geri mi dönsem diye ciddi ciddi düşünmeye başladım.
   Bilgisayarımda 3 tarayıcı,yani firefox,explorer ve chrome yüklü.Fakat alışkanlık işte bunlardan sadece birini kullanıyorum.Firefox kendisini geliştiriyor,fakat bilgisayar belleğini çok fazla kullandığı için chrome kullanmaya başlamıştım.Ama şimdi firefoxtan gelen haberlere sevindim açıkçası.Bellek tüketimi üzerinde çalıştıklarını biliyordum,son gelen haberlere göre eklentilerin bellek tüketimi üzerine de çalıştıklarını öğrendik.
Mozilla geliştiricisi Nicholas Nethercote, bloğunda yaptığı açıklamada yeni kullanılmaya başlanan yamanın,sızınılara karşı oldukça etkili olduğunu ve bellek tüketimini de % 400'e kadar düşürdüğünü belirtti.Bunun anlamını da daha hızlı sörf olarak açıkladı.
   Evet,biraz daha gelişmesini ve bu yamanın işini tam olarak yapmasını bekliyorum,ondan sonra tekrar firefox kullanmaya başlayacağımı düşünüyorum.Ama bazen, neden explorer kullanmayı düşünmüyorum diye de soruyorum kendime.
 

Yahoo'nun patronu yalan yüzünden işten kovuldu.

   Bir zamanlar dünyanın en büyük internet sitelerinden biri olan ,ki hala öyle, Yahoo,son zamanlarda zor günler yaşıyor. Geçtiğimiz saatlerde şirketin CEO'su Scott Thompson'un işine son verildi. Thompson,şirkette esen soğuk rüzgarların sorumlusu olarak görülüyordu.Ayrıca işine son verilmesinin nedenlerinden birisi de,Yahoo da iş başı yaparken vermiş olduğu eğitim bilgilerinde ki yanlış bilgilendirmeymiş.Yani yalan söylemiş Yahoo CES'su,ve sonucunda işinden kovulmuş.İş başvurusu yaparken Bilgisayar Bilimi mezunu olduğunu belirtmiş,ama yalan söyleyenin mumu akşama kadar bile yanmamış:)
   Bir zamanlar eBay'da da CEO'luk yapan Thompson'a Yahoo tarafından dava açılıp açılmayacağı henüz belli değilmiş.Tüm bunlardan sonra Yahoo'nun yeni CEO'su Ross Levinsohn olmuş.Umarız iş başvurusunda yalan beyanda bulunmamıştır:)
 

Facebook Ücretli oluyor!!!

    Dünyanın en büyük sosyal platformu Facebook.Türkiye de30 milyon kullanıcısı olan Facebook'un dünyada ki kullanıcı sayısı ise 900 milyon civarında.Biliyor musunuz bilmiyorum ama  Facebook ta yaptığınız durum güncellemesi, arkadaş listenizde ki herkes tarafından görünmüyor.Bunun nedeni ise Facebook'un uyguladığı bir algoritma.Bu durum bir çok facebook kullanıcısının şikayetçi olmasına neden oluyor,fakat Facebook'un buna aldırdığı yok.Ayrıca tüm bu eleştirilere ve şikayetlere rağmen Facebook,bu algoritmasını daha da geliştirip kullanıcılardan durum güncellemeleri için ücret talep etmeye hazırlanıyor.
    Reklam konusunda her yerden para kazanmaya çalışan Facebook için durum güncellemeleri önemli bir gelir kaynağı olacak hiç şüphesiz.Parayı veren kullanıcılar,durum güncellemelerinin tüm arkadaşları tarafından görüntülenmesini sağlayabilecekler. Fakat Türkiye de ve bir çok ülkede durum güncellemesi için Facebook'a ödeme yapacak kaç kişi olur bilmiyorum. Ama şu bir gerçek: İnternette para kazanmaya yönelik olan uygulamalar evet para kazandırır ama kullanıcı sayısını da önemli oranda azaltır. Bakalım Facebook'un yeni ücretli uygulaması ne zaman devreye girecek.Fakat çok ses getireceği kesin.
 

Kupanın Rengi Sarı-Kırmızı..

        Sonunda,en sonunda bitiyor lig.3 Temmuzdan beri ne izlediğimizi kimse bilmiyor.Bu yüzden de hiç başlamasaydı yine fark etmezdi diye düşünüyorum.Bugün güzel bir maç izleyeceğimizi umuyorum.Ama kaybedene yazık olacak.
   .Galatasaray bu yıl en iyi takım olarak herkes tarafından kabul ediliyor.Fenerbahçe ise zor bir yıl geçirdi.Ama her şeye rağmen lige devam ettiler,yılın en iyi top oynayan 2. takımı durumundalar her şeye rağmen,ve kendi evlerinde kupayı kaldırmak,herkese bir mesaj vermek isteyecekler.Zor bir maç olacak,keyifli bir maç olacak.Final gibi bir maç gerçekten.Avrupa da çoğu lig bitti ve ülke şampiyonları ile ülkelerini Avrupa da temsil edecek takımları belli,bir tek bizim ligimizin efendisi belli değil.O da bugün belli olacak.Gönlüm tabi ki Galatasaray'dan yana,ve bu yıl ki şampiyonluğu normal sezonu 1. bitiren Galatasaray'ın hakettiğini düşünüyorum.
    Umarım kazanırız.Fakat bu yıl bir kaybeden var.Türk futbolu kaybetti,Türk futbolu çok büyük yara aldı.Avrupa da Türkler, artık şikeci olarak kabul ediliyor.Kupayı bu akşam federasyon başkanı verecekmiş,artık hangi hakla kupayı verecekse merak ediyorum.Türk futbolunu öyle bir çukura gömdüler ki,Türk futbolu öylesine kirlendi ki,nasıl temizleyecekler bunu kimse bilmiyor.Bugün inşallah iyi oynayan,iyi olan takım kazanır diye umuyor ve Federasyonu da Allah'a havale ediyorum.
 

Güvenli İnterneti Hatırlayan Var mı?

     22 Kasım 2011 tarihi, Türk interneti için kritik bir tarihti.Hatırlayan var mı o günü? Hadi ben söyleyeyim.O gün tüm Türkiye'nin nerdeyse meydanlara akmasına neden olacak bir uygulamaya geçilmişti.
   Güvenli internete geçişin tarihiydi 22 Kasım.Bu tarihten önce neler yazılmış,çizilmişti.İnternete sansür geliyor,İran ya da Çin gibi olacaz,her şey gizli saklı olacak,bilgiye ulaşmak imkansızlaşacak gibi haberler, tv ve gazetelerde manşetleri süslüyordu.İnternette ise tam bir bilgi kirliliği vardı.Bilen bilmeyen herkes bir şeyler söylüyor,sosyal medyada atıp kesiyordu.Ve 22 Kasım geldi,uygulama devreye sokuldu.Sonra ne oldu,her şey,herkes birden bire sustu.Uygulama halen devam ediyor.Halinden şikayetçi olan var mı? Ben hiç denk gelmiyorum,sansürden şikayetçi olanlara,hatta sansür olduğunu söyleyenlere bile denk gelmiyorum.İsteyen istediği bilgiye yine de ulaşabiliyor. Peki bu uygulama ne durumda? Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), bu uygulamayı tercih edenlerin sayısının 4 milyonu bulduğunu açıklamış.4 milyon,hiçte küçümsenecek bir sayı değil.Bu sayının giderek arttığı da açıklamaları arasında.Sayılar insanların bu uygulamadan memnun olduklarını gösteriyor.
    Sanırım yeni bir şeyler hayatımıza gireceğinde, bu yeniliklerden korkuyoruz ya da güvenmiyoruz bu yenilikleri hayatımıza sokanlara.2.şans vermek gerek bence hayata,kişilere ve kurumlara,her ne kadar zor olsa da bu bizim için,güvenmeyi denemeliyiz diye düşünüyorum.
 

İnternette Hangi Tür Sitelere Giriyoruz?

      Avrupa Komisyonu bir anket yapmış,internet kullanıcılarının eğilimlerini belirlemek için.Ankete göre Türkiye'de ki kullanıcılar,sanal porno,sanal oyun,romantizim ve çöpçatan siteleri ile hiç ilgilenmiyorlarmış.Türk kullanıcılar internette daha çok,haber,müzik,sanat,edebiyat ve sağlık sitelerinde vakit geçiriyorlarmış.Bu anketin Avrupa ülkelerinde ki sonuçları da Türkiye ile benzerlik gösteriyormuş.Yine Türkiye de TÜİK tarafından yapılan başka bir araştırmada,internet kullanıcıları en çok haber,gazete ve dergi okuduklarını belirtmişler.
   TÜİK tarafından yapılan bu araştırmada muzır konularla (porno) ilgili bir kullanım amacının tespit edilemediği ortaya çıkmış.yine dünya genelinde internet kullanıcıları ile ilgili yapılan diğer araştırmalarda da muzır kullanıma rastlanmamış:) Tüm bunlara karşın dünyanın önde gelen arama motoru olan Google'ın kendi verilerine göre ise internette ki 7 milyara yakın sayfanın yaklaşık 1.6 milyarı erotik içeriğe sahipmiş.Google da yapılan aramaların %25'i erotik sitelere ulaşabilmek için yapılıyormuş:).Ayrıca sanal porno sektörü 13 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmış. Tüm araştırmalara ve yapılan anketlere göre internet kullanıcıları erotik sitelere girmiyorlarsa eğer bu sitelere girenler kim?
    Dünya dışı varlıklara inanmaya başlıyorum artık bu türden sonuçları gördükçe.Tabi öyle ya,anketlere göre insanlar bu türden sitelere rağbet etmemektedirler.Ama Google'da  yapılan her 4 aramadan 1'i erotik siteler ile ilgili.Bu işte var bir terslik ama neyse artık.Bu uzaylılar uçkurlarına düşkünler anlaşılan:)
 

Google'a Why Desenize:))

      Google arama çubuğunda ilginç bir özellik var.Google, arama yaparken ilk girdiğiniz kelimelere göre size en çok yapılan aramalar baz alarak önerilerde bulunuyor.Oldukça işlevsel bir özellik bu,fakat bazı zamanlarda bu durum,can sıkıcı bir takım gerçekleri de yüzümüze vuruyor.
    Hiç denk geldiniz mi bilmiyorum..Google arama çubuğuna WHY yazdığınızda,karşınıza ''Türkler neden beni Facebook'ta ekliyor'' gibi bişeyler çıkıyor.Bu öneri sayesinde bir çok facebook kullanıcısının aynı dertten muzdarip olduğunu anlamamak mümkün değil.Türklerin bu sitemi Yahoo Answers sitesinde de sıklıkla dile getiriliyor.Çok arkadaş canlısı insanlarız,bunu da facebook gibi sosyal medyada da gösteriyoruz sanırım:)
Gerçekten de insan merak etmeden duramıyor.İnsan hiç tanımadığı,dilini bile bilmediği yabancı bir insanı niye facebookta eklemek ister?
   Özellikle kadın kullanıcılar durumdan bir hayli şikayetçiymiş.SadeceYahoo Answer ya da Google değil,MSN üzerinden de,birbirlerine aynı soruyu soruyorlarmış:Türkler neden beni ekliyor:)
 

kendi kendine giden otomobil artık gerçek oldu..

       Einstein hayal edebilmenin bilgiden daha önemli olduğunu söylemişti.Gerçekten de bir düşünce üzerinde yoğunlaşmayı başarabiliyorsa insan,o düşünce nesnelleşiyor ve fiziki olarak ortaya çıkabiliyor.Dünyayı sarıp kavuran The Secret (Sır) kitabında da yazar bu düşünceyi vurguluyordu.Hayal et gerçek olsun,bu kadar basit değil elbette.Emek harcamak,düşüncede yoğunlaşmak ve şüpheye düşmemek gerekiyor. Bunlar yapılırsa düşünceler gerçeğe dönüşebiliyor diyor büyük yazarlar. İnsanlar önce hayal etmişti.Dünyayı dolaşmayı,yeni kıtaların olabileceğini,aya seyahat edilebileceğini,uçakları,robotları,bilgisayarları,kısaca şu anda gördüğümüz ve kullandığımız şeyleri önceden hayal etmişlerdi.Bunları,hayal etmenin ne kadar önemli olduğunu belirtmek için yazdım.
    İnternette bir dev var,adına Google dediğimiz bir dev.Telefon ve işletim sisteminden sonra bir marka daha yaratıyor Google.Kendiliğinden giden otomobil fikri aslında bir hayalden başka bir şey değildi.Sadece filmlerde gördüğümüz ve ''hadi canım sende,bir araba kendi kendine gider mi hiç'' dediğimiz bir şeydi.Ve Google mühendisleri bu hayali gerçeğe dönüştürdü.Kendi kendine giden arabalar trafiğe çıkmaya başladı.ABD'nin Nevada eyaletinde bu arabalara onay verildi.Türünün ilk örneği Toyota Plius markası altında Las Vegas'da dolaşmaya başladı.Bir çok otomobil şirketi onay almaya çalışıyor,bunun anlamı bu otomobillerin sayısının artacağıdır.
    Bir hayalin gerçeğe dönüşmesine en güzel örneklerden biridir bu bence.Yıllarca izledik Kara Şimşek dizisini,ve sonradan filmlerinde hayranlıkla baktık Kit adlı efsanevi otomobile ve sürücüsüne özendik.Eğer yeterli paranız varsa sizin de artık kendi kendine giden bir arabanız olabilir.
 

2.Dünya Savaşının sonu ve Japonya

         Bu konu hakkında yazmadan edemedim.Nedeni Japonlara olan hayranlığımdır. Evet 2. dünya savaşı 8 mayıs 1945 te sona erdi.Tarih bilgim yeterli değil tabi ki,fakat tarihe de bulaşmamaya çalışacağım.
     Amerika korkunç silahını sivil halk üzerinde kullanarak Japon ordusu üzerinde psikolojik çöküntü yarattı.Hiroşima ve Nagazaki'ye peşpeşe atılan atom bombaları 300 bin civarında insanın anında buharlaşmasına neden oldu.Fakat bu bombaların gerçek etkileri sonraki nesiller üzerinde daha belirgin oldu.Bir çok çocuk kanserli olarak dünyaya geldi,sakat doğdu,ya da ölü doğdu.Sonuçta hamile bir kadının içtiği sigara bile bebeğe ne kadar büyük zarar veriyor,atom bombasının etkilerini bu örnek üzerinde düşünmek ortaya çıkan etkiyi daha iyi gözler önüne serecektir.
     Japonlara hayranım dedim,gerçekten de öyle.Tarihte nükleer saldırı alan başka bir ülke yok.Japonlar böylesine bir saldırıdan sonra yine de ayakta kalmayı başarmışlar.Bulundukları yer  dünyanın en aktif deprem alanlarından.Defalarca şiddetli depremlere tanık oldular.En son yaşanan depremi bir çok kişi hatırlıyordur eminim.Geçen yıl mart ayında yaşanan deprem ve sonrasında oluşan tsunami, nasıl da etkilemişti ülkeyi.Tüm bu felaketlerin üzerine bir de nükleer santrallerinde sorun çıkmıştı.Ama tüm bu aksiliklere rağmen hala güçlüler ve hala ümitliler.
     Evet 2. dünya savaşını 2 atom bombası yiyerek bitirdiler.Belki yenildiler evet ama çok şey kazandılar.Belki de günümüzde böylesine güçlü bir ülke olmalarının nedeni o bombalardı.
 

Kadın voleybol milli takımımız Londra Olimpiyatların da..

      Dün akşam süper final için final gibi maçlar vardı gündemimizde.Tüm spor kamuoyu,bu maçlara kilitlenmişti. Günler öncesinden konuşulmaya başlanmıştı.Maçlar şöyle biterse böyle olur gibilerinden tahminler uçuşuyordu.Spor yazarları,sadece kendi bildiklerini okuyor,karşısındaki insanları hiçbir şey bilmeyen dinleyici kitlesi olarak kabul ediyorlardı.Hatta geçtiğimiz hafta canlı yayında cacık yapanlara bile şahit olduk.Hatırlıyorum da cacık yapan spor yazarları!! bir keresinde canlı yayında ruh çağırmayı bile denemişlerdi.
   Yazımızın konusu, elbette spor yazarlarımızın bu ilginç gösterileri değil. Benim asıl söylemek istediğim dün mükemmel bir başarı kazanıldı. Kadın milli voleybol takımımız Polonyayı finalde yendi ve 2012 Londra Olimpiyat Oyunlarına katılmaya hak kazandı. Peki bu konu dün hangi spor yazarı tarafından dile getirildi? Dün öve öve bitiremedikleri o futbolcular Milli forma altında Londra'ya gidemezlerken,kadın voleybolcularımız müthiş bir oyun sonunda Bayrağımızın Londra da, olimpiyatlarda, dalgalanmasını sağladılar. Futbolumuz 3 temmuzdan beri kaybediyor,fakat herkesin konuştuğu yine futbol oluyor.
    Neyse lafı fazla uzatmayayım.Kadın milli voleybol takımımızı bu başarılarından dolayı kutluyorum.İyi ki varsınız,Siz olmasanız Londra olimpiyat oyunların da bayrağımız dalgalanamayacaktı...
 

Google'a Dev Rakip Doğudan Çıkıyor: Baidu

   Google,dünyada kendi alanında tekelleşmiş bir marka.İnternet denince insanın aklına Google geliyor olması,onun nasılda benimsendiğinin bir göstergesi aslında.Fakat dünyanın her yerinde böyle mi diye soracak olursanız eğer,hayır diye cevaplarım.
    Çin,batının teknolojisini kopyalıyor ve bunu ulusal ve uluslararası pazarlarda bir güzel de satıyor.Fakat iş,kendisine ait bilgilerin ülke dışına çıkması olunca durum değişiyor.Arama motorları,çok önemli bilgileri de bünyelerinde barındırıyor.Google,dünyanın bilgisine sahip ve bunu 3. kişilerle paylaşmayı da zaman zaman düşünüyor ( parayı veren düdüğü çalar misali ).İşte bundan korkan Çin, google kullanımını ülke içinde yasaklamış durumda.Google yerine, devletine ve partisine bağlı bir arama motoru olan Baidu ülkede kullanılıyor.Çin nüfusu dikkate alındığında Baidu'nun çok büyük bir kullanıcı oranına sahip olduğu da ortaya çıkıyor aslında.Fakat Baidu,Çin'le yetinecek gibi görünmüyor.Ardı ardına çeşitli ülkelerde ofisler kurarak Google için küresel bir rakip olma yolunda hızla ilerliyor.En son Avustralya da bir ofis açan Baidu, Asya bölgesinde ki pazara hakim olma yolunda hızla ilerliyor.Bu bölgede bulunan bir çok ülkenin Google'a karşı  sansür uygulamaları da Baidu için uygun bir ortam sağlıyor.
   Keşke Türkiye'den de böyle bir teknoloji doğsa ve onu desteklesek diye umut ediyor ve yazımıza bir nokta koyuyoruz.
 

Hıdırellez Bugün,Ama Dışarıda Kimsecikler Yok!!

      Nerde o eski Hıdırellez'ler...Hatırlıyorum da,çocukluğumda en büyük tekerleği arardık ve sonunda bulurduk. Genel de traktör lastiği isterdik.çünkü ortaya çıkacak ateşin olabildiğince büyük olması bizde ki sevincin de olabildiğince büyük olmasını sağlıyordu.
   Günler öncesinden evlerimize ait bahçelerde küçük temsili evler yapardık.Çünkü herkesin hayalinde ev sahibi olmak vardı. 4 duvarı bir de tavanı olsun yeterdi. Genelde temsili ev işini annelerimiz yapardı.Çünkü ev sahibi olmak hayali en çok onlar tarafından kurulurdu.Bizler çocuktuk,hayallerimizde ya güzel bir patlamayan top,ya da çok lüks bir hayal olan bisiklet vardı. Öğlene doğru tekerlek avına çıkardık,mahallenin tüm çocuklarıyla birlikte. Bulduğumuz tekerleği mahallenin en geniş yerine götürür,sonrasında çalı çırpıyla tekerleği desteklerdik. Akşama doğru en kirli elbiselerimizi giyer ve şölen alanına gider, ateşi yakardık. Kimse evinde oturmazdı,çoluk çocuk herkes ateşin çevresinde oturur, ateşin üzerinden atlar,güler eğlenirdi.Herkes aynı renk olurdu,is rengi ortaktı bizim için.
   Saat 8 de pencereden dışarıya bakıyorum da kimsecikler yok dışarıda.İnsanlar evlerinde ya tv seyrediyor,ya da bilgisayar başında vakit öldürüyor.Hayat gittikçe kolaylaşıyor insanlar için.Şöyle bir soru geliveriyor aklıma: Hayatın gittikçe kolaylaşması, sizce de hayattan aldığımız zevkin de azalmasına neden olmuyor mu?
 

Popüler birçok site saldırıya uğradı!!

         Bugün akşam üstü saat 6 sularında dünyaca ünlü internet sitelerinin .com.tr uzantılı alan adlarının kayıtlı olduğu bir sunucu,Türk bilgisayar korsanları tarafından saldırıya uğradı.Saldırı sonucunda bir çok popüler siteye erişim kesildi.Fakat yaklaşık 2 saat sonra sorun düzeltildi ve söz konusu internet sitelerine erişim yeniden sağlandı. Bu yazımın konusu da bu saldırılar ve bu saldırılara verilen destek olacak.
     Bir çok forumun konuştuğu konu bu saldırılar oldu.Çok az kullanıcı dışında bir çok web sitesi sahibi bu saldırılara destek verdi.Nedeni de saldırıları gerçekleştirenlerin Türk olmasıydı.Şimdi destek veren arkadaşlara sormak istiyorum.İnternet sitesi oluşturmanızın temel nedeni siteniz üzerinden para kazanmak değil midir? İnternetten para kazanmak için en çok kullandığınız siteler google ve facebook değil midir? Peki bu sitelerden para kazanmaktı arzunuz,neden saldırıları destekliyorsunuz? İnsan bindiği dalı keser mi? Daha dün Google PR güncellemesi yaptı ve birçoğunuz için bu güncelleme her şeyden önemliydi.Peki böylesine değer verdiğiniz bir siteye saldırılmasını destek ve teşvik etmek, kendi kendinizle çatışmak anlamına gelmez mi? Googleda anahtar kelimenizde ilk sıraya çıkabilmek için bir sürü para harcıyorsunuz sitenize biraz daha ziyaretçi gelsin diye.Google kapalı kalırsa ziyaretçiler nereden gelecek? Aynı şekilde Facebook,temel ekmek kapınız nerdeyse.Sahte hesaplar açıp,sonrasında bu hesaplara belirli siteler yardımıyla ya da çeşitli programlarla üye çekiyorsunuz. Sonrasında bu sahte hesapları satıp para kazanıyorsunuz. Facebook kapalı kalırsa kime ne satacaksınız?
    Ya nerdeyse adaleti eşkıyadan bekler oldunuz. Benim için doğru bilgiye ulaşmanın kısıtlanması ne kadar büyük suç ise, bilgiye ulaşmanın engellenmesi daha büyük suçtur. Bu yazdıklarım bir çok kişinin hoşuna gitmyecek eminim, ama ben kısıtlanmanın da engellenmenin de karşısındayım arkadaş, saygılarımla...
 
 
Copyright © 2011. İnternetin Gündemini Bizimle Takip Edin - Tüm hakları Kayıptır...
Bu site Blogger tarafından destekleniyor...
Counter