1 Mayıs İşçi Bayramınız Kutlu Olsun

        1 Mayıs'ın nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz? Bilmeyenler için dünya da ve Türkiye de 1 Mayıs'ın ortaya çıkışını kısaca yazmak istedim.
    Amerika da sendikalar,1881'de İşçi Sendikaları Federasyonunu kurmuşlar,1884'te toplanan federasyon,çalışma süresini günde 12 saatten 8 saate indirme yönünde karar almış.Fakat bu karar,1 Mayıs 1886'ya kadar hayata geçirilememiş ve işçi sendikaları ulusal grev kararı almış.Fakat grev kırıcılar ile işçiler arasında kavga çıkmış,sonrasında polis ateşi sonucunda 8 işçi hayatını kaybetmiş.Polisin bu müdahalesine karşılık 3 gün sonra yarım milyon kişinin katıldığı dev bir gösteri düzenlenmiş,gösteri sırasında işçilerin arasına sızan bir bombacı,polislerin üzerine boru tipli bir patlayıcı atmış,bombanın patlaması sonucunda ve polislerin işçilerin üzerine ateş açması sonucunda 8 polis ve 4 işçi hayatını kaybetmiş.Olay sonrasında 7 kişi hemen tutuklanmış ve cezaları infaz edilmiş,fakat sonradan onların suçsuz oldukları ortaya çıkmış.Bu trajedi,uluslararası işçi federasyonlarını harekete geçirmiş,sonunda 1889 da,toplanan 2. Enternasyonal,1890'dan başlamak kaydıyla 1 Mayıs'ı ''Uluslararası Birlik,Mücadele ve Dayanışma Günü''ilan etmiş.
     Türkiye de ise ilk defa 1910 da İstanbul da kutlanmaya başlanmış,fakat 1 Mayısı zihinlere kazıyan olay 1977 de yaşanmıştı.1977 de Taksim Meydanın da yaklaşık yarım milyon kişi 1 Mayıs için toplanmış,fakat karanlık bir el tarafından üzerilerine ateş açılmış,bu ateş sonucunda ve çıkan izdihamda 34 işçi hayatını kaybetti.Bu olayın kimler tarafından yapıldığı halen bilinmemekte.
     1 Mayıs bu şekilde ortaya çıkmış,kanla ortaya çıkan bir gün.İşçiler bu günü elde edebilmek kanlarını dökmüşler.3 yıl önce ülkemizde resmi tatil olarak kutlanmaya başlamıştı.İnşallah bayram güzelliğinde bir gün geçiririz.Adı üstünde bu bir bayram.Herkesin 1 Mayısı kutlu olsun..
 

Anneler Günü

        Bir Anneler Günü daha geliyor.Annelerimiz için bir şeyler yazmaya kalksak kitaplar dolusu bir seri ortaya çıkar.Ben kısa tutacağım.Çünkü ne yazsam, anneme olan sevgimi ve özlemimi yine de ifade edemem.
    2. Anneler günü olacak annemden ayrı geçirdiğim.2 Yıl önce kaybettim Onu,o en çok değer verdiğim insanı,dünya bir yana O bir yana dediğim insanı...Şimdi O'na anneler günü hediyesi olarak sadece, çiçek verebiliyor ve mezarı başında dua edebiliyorum.Elden bir şey gelmiyor.Hayattayken insan gerçekten de bir şeylerin değerini bilemiyor.Onların gerçek değerlerini onları kaybedince daha iyi anlıyor insan.Haberlerde bir annenin çocukları tarafından dövülmesini,ya da öldürülmesini gördükçe kan beynime sıçrıyor.Çünkü en basitinden, bu doğaya aykırı bir şey.Doğada ki başka hangi canlı,annesine zarar vermektedir? Her şey ters gitse,tüm insanlar tarafından dışlansak bile biliriz ki,bir insan bizi her şeye rağmen sever,korur.O insan anneden başka kim olabilir ki?
    Anneler gününde,çoğu kişi annesini bu dünyada öpüp koklayacak,bense mezarlığa gidip,taşa toprağa bakıp O'nu düşüneceğim.Keşke diyeceğim.Keşke 5 dakikalığına da olsa O'nu görebilsem,ellerinden öpebilsem diye iç geçireceğim.Yazıyı okuduktan sonra,eğer hayattaysa anneniz,Onun için şükredin, her neye inanıyorsanız..Ve değerini bilin hayattayken Onun..Çünkü 5 dakika da değişebiliyor her şey..
 

Googleda Güncel Bilgiyi Nasıl Buluruz?

    Günümüzde internet denince akla Google gelmektedir.Bilgiye ulaşmanın en kısa yolu googledan geçiyor.Peki Google'ı kullanabiliyor muyuz? Google da arama yapmak için öğrenmek istediğimiz anahtar kelimeyi yazıyoruz ve aramayı başlatıyoruz,peki sonuç ne? Birbirinden alakasız milyonlarca arama sonucu karşımızda beliriyor.Kimisi 10 yıl öncesine ait bilgi kırıntısı.Bize lazım olanı ve güncel olanı nasıl bulacağız peki? Çoğu kişi bunu düşünmüyor işte.Google da güncel bilgiye nasıl ulaşarız,bunu anlatmak istedim sadece.Çoğu kişi biliyordur belki.Ben bilmeyenler için bu yazıyı hazırlamak istedim.
Google da arama yapmaya başlıyoruz,aramak istediğimiz kelimeyi ekranda gerekli olan yere yazdığımızda karşımıza,aşağıda ki resimde ki gibi bir ekran çıkıyor.(Resmi büyütmek için tıklamanız yeterli)
Bu sayfada karşımıza çıkan arama sonuçları,düzensiz bir şekilde sıralanan sonuçlardır.İlk sırada çıkan sonuç belkide 10 yıl öncesine ait bir sonuçtur.Yani güncelliğini yitirmiş olma ihtimali oldukça yüksektir.Peki güncel bilgiye nasıl ulaşacağız? Cevap basit:Kırmızı ile işaretlediğim kısımda ki aracı kullanıyoruz.O linki tıkladığımızda karşımıza aşağıda ki resimde göreceğiniz bir sayfa beliriyor.
İşte konumuzun anahtar noktası burası.Yine kırmızı ile işaretlediğim kısımda ki bilgileri kullanarak aradığımız konuda, İnternette ki en güncel bilgilere ulaşabiliyoruz.Son 1 saat,konuda yazılmış en güncel bilgiyi sunuyor.Artık aradığınız konuyu bu şekilde aramanız size zamanda tasarruf sağlayacak,en güncel ve doğru bilgiye sizi ulaştıracaktır.
İnternette aradığınız her şeye bir cevap bulursunuz.Fakat aramayı yapma şekliniz,doğru bilgiye ulaşmanızda size zaman kazandırır.

 

TTNET Bağlantı Sorunu

    27 Nisan gecesi akşam 10 sularında TTNET alt yapısı tüm Türkiye genelinde koptu.Yaklaşık 2 saat sürdü bağlantıdaki kopukluk.Olabilir insan yapımı sonuçta ve böyle olumsuzluklar da olabilir tabiki.Fakat herhangi bir açıklama yapılmaması insanları asıl kızdıran.Hadi onu da geçtim,haber kanallarında bile her hangi bir açıklama yapılmaması artık bu haber kanallarının kesinlikle bağımsız hareket edemediklerini göstermez mi?
    Tüm Türkiye 2 saat boyunca karanlıkta kaldı ama haberlerde bile her hangi bir açıklama yapılmadı.Neden?Cevabı basit:Para! Evet,TTNET, tv kanallarına en çok reklam veren kuruluşlardan birisi.TV kanalları da bu en büyük müşterilerini kızdırmamak için kesintiyle ilgili haber yayınlamadılar henüz.Medya en büyük güç.Medya kimin elindeyse,o ne isterse halk o kadarını biliyor ne yazık ki.Bunu bu akşam bir kez daha öğrendik.
    Bu arada internet bağlantısı normale dönmeseydi,sorunun kendi modemimden kaynaklandığını düşünecektim.Çünkü doğru bilgiye internet olmadığı için ulaşamayacak,televizyon haberlerine göre hareket etmeye devam edecektim..
 

80'li Yıllar...

        Bugünlerde hep geçmişi arıyor gözlerim,geçmişe gidiyor aklım.Geçmişte kalmak kötü,ama güzelse eğer giden o günler,hatırlanmaması imkansız oluyor.Neyse baya geçmişe uzanıyoruz:) Hadi hep birlikte 80'li yıllara ve 90'lı yılların başlarına dönelim.
    1980'li yıllarda hayatın ilk tecrübelerini yaşadık.Anaokulu eğitimini sokaklarda aldık,ilkokulda siyah önlükleri giydik,belkide kara önlüğü en son giyenlerden olduk.Köprü demek;her kuruş verginin yol,su,elektrik olarak geri dönmesi demek, gibi vaatleri duyardık.Voltran,voltran,voltran derdik:) Adile Naşit'ten masallar dinlerdik. Comanchero'nun Life isLife ını ezberlemeye çalışırdık.Depozito için bira şişelerini,kola şişelerini toplardık.Gazoz kapaklarıyla,misketlerle,kibrit kutularıyla yatar kalkardık.Sokaklar arası futbol turnuvaları önemliydi.Her çocuğun hayali mahalle takımında oynamaktı.Gazozuna yapılan maçlar vardı.Çocuklar için gece 12 ye kadar sokakta kalmak gayet normal karşılanırdı.Mahalle kavgaları önemliydi.Sokağın en yaşlı insanı kızdırmak büyük bir eğlenceydi.Ayrıca futbol toplarımızın yine bu yaşlı insanlar tarafından gasp edilmesi,bizler için büyük bir hayal kırıklığıydı:) intikamda hemen alınırdı gerçi. Köle İzaura'ya acırdık,gökyüzünden gelecek ziyaretçileri beklerdik.Hangimiz hey corc versene borç,olmaz maykıl bende de yok demedi.Bayramları iple çekerdik,cumhurbaşkanı denince aklımıza Kenan Evren gelirdi.
Günümüzün evden çıkmayan bebeleri gibi değildik,dışarıdan eve girmek çok zor gelirdi bizim için.Sadece yemek için ve uyumak için eve girerdik.Bizler için tüm takımların renkleri siyah-beyazdı.Sinek ilacı arabasının, arkasında bıraktığı bulutun içinde deli gibi koşardık.Büyüteçle kağıt yakmanın zevkine varırdık.Sesi açıp-kısmak için televizyonun dibine kadar gider,üstündeki düğmelere basardık
    Her şeye rağmen temiz ve el değmemiş bir hayattı,sonrasında biz büyüdük ve kirlendi dünya sözünü kaç kişi söylememiştir.Yaşayan bilir bunları,bu güzel günleri insan hatırlamadan edemiyor işte.Özellikle günümüz çocuklarını,o bilgisayarın başından kalkmayan,tek zevklerinin internet kafeler olduğunu sanan çocukları gördükçe kendi çocukluğumuzu hatırlamamak mümkün mü? Bizim kuşak hem eskiyi,hem de yeniyi yaşadı.Çok şanslı bir nesiliz çok.
 

Eskişehir'de Festival Zamanı

        Son yıllarda Türkiye'nin en hızlı gelişen kentlerinden biri olan Eskişehir ile ilgili bir duyuru yazısı yazmak istedim.Eskişehir bahar mevsimiyle birlikte bir uyanış yaşıyor adeta.Ağır bir kış yaşadı ve en son tüm Türkiye de etkili olan fırtınalı hava Eskişehir'i de baya etkiledi,kente zarar verdi.Bu ağır koşullardan sonra,şenlik zamanı geldi çattı Eskişehir de.
    Önümüzde ki yıl Eskişehir,Türk dünyasının kültür başkenti olacak büyük ihtimalle.Kültürel etkinliklerin Eskişehir de tüm halk tarafından önemsendiğini de belirtmek istiyorum.Neyse asıl belirtmek istediğime geliyor sıra.2-9 mayıs tarihleri arasında Anadolu üniversitesi tarafından Uluslararası Film Festivali düzenlenecek.Bu festival de 14. kez sinemaseverler buluşacak.Festival kapsamında 48 uzun metraj, 35 de kısa metraj film sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.Festivalde Ediz Hun ve Semra Güneri'ye ''Onur ve Sinemaya Emek Ödülleri'' verilecek.Festivalde son dönemin en çok ilgi çeken yerli filmleri sinemaseverlerle buluşacak.Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusü Sinema Anadolu da ve Espark Cinemaximum'da gösterilecek filmlerin bilet fiyatları 3 liradan,kısa metrajlılar ise bedava izlenebilecek.
     Eskişehir, Anadolu'nun yükselen yıldızı,kenti görmediyseniz eğer bu festivali fırsat bilin derim.
 

Bir Hayalim Var:Karavan

        'Bir hayalim var' Martin Luther King'i hatırlatan bir söz,çünkü onunla özdeşleşmiştir.Her insanın, içinde taşıdığı amaca yönelik en az bir hayali vardır.Kimisi olabildiğince çok zengin olmanın hayalini kurar,kimi de dört duvarım olsun,eh biraz da karnım doysun yeter, diye hayal eder. Ben de bu yazım da bir hayalimi paylaşmak istiyorum.Kişinin taşıdığı karaktere göre oluşur ya hayaller,benim de tek hayalim bir karavanla gezmek.Taa ilkokul dönemlerimden beri gözlerimi her kapatışımda gördüğüm tek görüntüdür bir karavan.Zenginlik ya da kariyer ya da sosyal popülerlik değil,sadece bir karavan..
     Karavan sahibi olduğumda ilk yapacağım şey haritamı açıp,olabildiğince uzun bir rota belirlemek olacak.Öylesine bir rota ki,geri dönüşü olmayacak belki de.Bir Macellan gibi olamam,dünyayı dolaşamam ama bir Evliya Çelebi gibi olabilirim ve Türkiyeyi baştan sona gezebilirim belki.Bir karavan istiyorum,beni yolda bırakmayacak ve deposu her daim dolu olacak bir karavan.Doğu Karadeniz bir karavanla daha iyi gezilir.Güneybatı Anadolu'da,karavanla tüm kıyılar en iyi şekilde gezilir.Gittiğin her yere evini de götürüyorsun,gözün asla arkada kalmaz ve her şeyin keyfini daha çok yaşarsın.Sınırlarımızın dışına çıkmak aklımın ucuna dahi gelmez,öylesine güzel bir ülkede yaşıyoruz ki,keşfedilecek o kadar çok yer var ki! Bir karavan insana yaşama sevinci katar.Geri de hiç bir şey bırakmazsın ve bu yüzden hiç bir korkun olmaz.Düşüneceğin tek şey:''Acaba bu yol nereye çıkıyor'' olur.Stres yok,şehrin gürültüsü yok,karmaşası yok;uçsuz bucaksız bir yol ile birlikte sen varsın.Bir insan neden daha fazlasını istesin ki! Düşünsenize:Doğu Karadeniz de Fırtına Deresine gidiyorsunuz,karavanınızı muhteşem bir manzara karşı sabitliyor ve manzaraya karşı uzanıyorsunuz.Herhangi bir dert aklınıza gelir mi? Burayı bir hafta,ya da daha fazla bir sürede geziyorsunuz,otel parası ya da başka bir şeyi aklınıza getirmiyorsunuz,çünkü kendi oteliniz var.Karavanınız var.Daha sonra başka bir yeri gözünüze kestiriyorsunuz haritada ve rotanızı hemen o yöne çeviriyorsunuz.Yaşamak böylesine basit,ucuz ve güzel olmalı.
    Bu yazıyı okuyan zengin ve hayır sever birisi olur belki.Bu kişinin hayali de,başka insanların hayallerini gerçekleştirmek olabilir. Hayalinizi gerçekleştirmeye benden başlayabilirsiniz:). Bir hayalim var,bir karavan hayalim var.İste olsun derler ya,istiyorum belki gerçek olur...

 

YGS sonuçları ve bundan alınacak önemli bir ders!!

        2 gün önce YGS sonuçları açıklandı.İstatistikleri de beraberinde verildi ve en başarılı iller ile en başarısız iller belli oldu.Son da ki 3 şehir,Hakkari,Şırnak ve Van oldu.Bu üçlüden geçen yıldan olmayan Van vardı,onunda listede yer alması anlaşılır bir durumdur.Fakat ya diğer ikisi,yani Şırnak ve Hakkari,bu listede son sıraları kimseye kaptırmak istemiyor.Bunun nedenlerini eminim eğitimciler ve sosyologlar araştıracaktır ve araştırmalıdır da.
 

Kaybettiğimiz Ünlülerimiz

   Bu yazımda,farklı bir şeyler yazmak istedim.Biliyorsunuz dün Ayten Alpman'ı kaybettik.''Bir başkadır benim memleketim'' diyen o müthiş sesin sahibi.Bir çok kişi şarkıyı ve sesi biliyordu ama eminim çoğu kişi adını bilmiyordu.Evet,O müthiş seste artık tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı.
 

Türkiye büyüklüğünde bir göktaşı hızla dünyaya yaklaşmaktadır.

Çok film seyrettik,dünyanın sonunun geldiğine dair.Filmlerde, kıyamete ramak kala ABD'de yaşananları izledik hep.Ben bu yazımda böyle bir tehlike anında Türkiye'de neler yaşanabilirdi,buna dair tahminlerimi yazacağım:)
 

Google,En Büyük Dert Ortağımız

        Google,bilgisayarı olan ve internete bağlanan herkesin en çok kullandığı internet sitesi.O bir siteden daha fazlası aslında.Bu yazımda Google'ı övecek değilim,ben sadece gördüklerimi paylaşmak istiyorum.Birinin başı ağrıdığında,internete erişimi varsa eğer kesinlikle doktora falan gitme gereği duymaz.En iyi doktor olarak Google'a başvurur.Birisi iş aradığında en kolayı internetten aramaktır.Adres yine aynı Google. Para mı kazanmak istiyorsunuz,hemen Google dan arayın,mutlaka aklınıza yatacak bir şeyler bulursunuz.Hayat arkadaşı mı arıyorsunuz,önce Google ile arkadaş olun:).Misafirim gelecek,yemek olarak ne yapmalıyım diye mi düşünüyorsunuz?Google ne güne duruyor,O dünyanın en iyi aşçısı,mutlaka size verecek bir yemek tarifi vardır:).Sevgilinize çiçek almayı unuttunuz ve acilen en yakın çiçekçiyi bulmanız gerekiyor,Google en büyük rehberimiz,en büyük dert ortağımız,O size her zaman yol gösterecektir.Daha bir sürü örnek verebiliriz,bu konuda aslında.Ama çoğunu siz yaşıyorsunuz nasılsa.
     Bu yazdıklarım,Google'da her an aranan şeylerdir.Hayatımızın,internette ki hayatımızın kontrolü Google'ın elinde.O ne derse o olur.Google'ın ne olduğunu şöyle bir örnekle açıklayayım.Bir yakınım bilgisayarı açtığında şöyle bir tepki verdi.İnternette sorun var! bilgisayara baktığımda bir sorun göremedim.Yakınım İnternete girdiğinde karşısında Google'ı göremeyince İnternette sorun olduğunu düşünmüş:) Düşünün artık İnternet denince akla Google geliyor...
 

İnternet:Yalnızlığın Temel Nedeni!!!

        Eğer gününüzün büyük bir kısmını internette,sosyal paylaşım sitelerinde geçiriyorsanız bu yazımızı dikkatli okuyun lütfen.Malumunuz, hemen her evde bilgisayar var ve bunların çok büyük bir kısmı internete bağlı durumda.Sadece bilgisayarlar değil,artık hemen herkesin cebinde internete bağlanabileceği akıllı bir cep telefonu  mevcut.Peki bunların yaşamamıza kattıkları ya da yaşamımızdan götürdükleri neler?
 

Dikkat:facebookta izlediğiniz videoları herkes görüyor!!!

       Meraklı bir facebook kullanıcısı mısınız? Facebook ta çok zaman harcıyor ve çeşitli videoları izliyorsanız eğer dikkatli olmanızı öneriyorum.Artık facebookta yaptığımız hemen her şey gözler önünde.Örneğin sırf meraktan,video siteleri olan izlesene.com ile Dailymotion'da izlediğiniz videolar herkes tarafından görülüyor.Eğer yetişkinlere özel bir şeyler izliyorsanız,bunu herkes farkediyor.

 

Laptop pil ömrü için en ideal tarayıcı

      Hiç merak ettiniz mi laptopunuzun kullandığı tarayıcızı ne kadar enerji kullanıyor diye? Ben hiç düşünmemiştim ne yalan söyleyeyim.Tarayıcılar laptop şarj süresini etkiliyormuş.Test yapılmış ve hangi tarayıcı pil süresini ne kadar azaltıyor,ölçülmüş.
 

23 Nisan (Ulusal Egemenlik ve) Çocuk Bayramı

 
    Çocuklar için yılın en güzel günlerinden birisi geliyor.23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.Ulusal Egemenlik kısmı çocukları ilgilendirmiyor,ilgilendirmesin de zaten (şimdilik tabi). Onlar için önemli olan Atatürk tarafından kendilerine hediye edilen Çocuk Bayramı kısmıdır.Atatürk Kurtuluş savaşı sırasında öksüz kalan ve yoksul çocuklar için bu günü bayram olarak kabul etmişti.Şimdilerde ise tüm dünya çocukları tarafından,23 Nisan Çocuk Bayramı olarak kutlanıyor.
    Peki bütün çocuklar kutlayabiliyor mu,bu günü? Belki biraz abartı olacak ama tahminime göre;Türkiye de ki 5-14 yaş arası çocukların %5-6'sı bu günün tadını doyasıya yaşıyor.Dünya çocukları daha şanslı,çünkü bayramı kutlamak için ülkemize geliyorlar.Bayram dolayısıyla tatilin ve eğlencenin keyfini çıkarıyorlar.Peki ülkemizin geri kalan çocukları ne yapıyor?Bayramı kutluyorlar tabi ki, fakat okullarda düzenlenen yarım saatlik kutlamalarla kutluyorlar.Sonrasında çoğu, ailelerine katkı olsun diye para kazanmakla meşgul oluyor,bir kısmı (büyükçe bir kısım) bu günü tatil olarak görüyor ve İnternet kafelerin yolunu tutuyor.Bir kısmı ise çocukluğunu yaşayamıyor bile,aileleri tarafından okul yerine koca evine gönderiliyorlar ve bu yüzden bayramın nasıl bir şey olduğunu hiç bir zaman öğrenemiyorlar.
    Lafın kısası,çocuklarımız bizlerin geleceği.Bayramları kaldırmak ya da kutlamaları basitleştirmek yerine,bu günleri olabildiğince cafcaflı kutlamak,çocuklarda birliktelik ruhunu geliştirir ve çocukluğunu yaşayamamış bir insan benim gözümde gelişimini tamamlayamamış yarım bir insandır.Bırakın çocuklar çocukluklarını yaşasınlar.
 

Yedek subayın acemiliği

 
     Bu yazımızda sadece acemiliğe ait yaşananları koyduk.Çünkü askerlik acemilikte bitiyor bence.Yedek subay olarak yaptım acemiliğimi.Eğer yedek subaysanız büyük olasılıkla burada yazılanları siz de yaşayacaksınız.
İlk gün öğleden sonra 2 gibi teslim oldum.Kışladan içeriye girerken herhangi bir arama yapılmadı.İçeriye girdikten sonra bizleri,istihkaklarımızın verileceği depoya götürdüler.Orada gerekli asker kıyafetleri ve diğer ihtiyaçlarımız için gerekli eşyaları verdiler.Asker kamuflajlarını hemen giydik.Hemen giydik derken,benim o kıyafeti giymem yaklaşık 1 saat sürdü:) İlk kez asker kıyafetini giyerken inanılmaz derecede zorlanacaksınız arkadaşlar.Bot bağcıklarını bağlamanın bile bir kuralı var,sakın unutmayın.İhtiyaçlarımızı aldıktan sonra bizleri kalacağımız koğuşlara götürdüler,yataklarımızı gösterdiler,bu süre zarfında kışla içinde kesinlikle dağınık bir şekilde yürüyemedik,hep grup halinde uygun adım yürüdük (kışlaya girerken normal adımı unutun beyler:). Akşam oldu ve ilk içtimamıza katıldık.Ne kadar gereksiz,lüzumsuz bir şey olduğunu yani içtimanın,o anda anlıyorsunuz (günde 4-5 kez içtimaya duruyorduk). 
    Sonraki 2 gün turist gibiydik,kışla içerisinde gerekli binaları,kullanacağımız yerleri tanıttılar,akşamları ise gazinomuzda bir ton evrak doldurduk.Bu 2 gün sonrasında ise gerçek askerlik başladı.Sabahları 6 dan sonra yürümeye başlardık,akşam 4 buçukta yürümeyi bitirir,sonrasında spor eğitimimiz başlardı.Her gün bir önceki günün aynısıydı.Sonraki günlerde silahlı eğitimlerimiz başladı.Ama yine yürüyorduk:),eğer botlarınız sağlam değilse ayaklarınızdan çok şikayetçi olacaksınız.İleri ki günlerde yemin töreniniz için çalışmalara başlayacaksınız.Ayaklarınız çatlayıncaya kadar tören adımı atacaksınız.Tören günü sadece yarım saat sürecek bir yürüyüş için,5 gün sabahtan akşama kadar çalışacaksınız.Yemin töreninden sonra evci olarak evlerinize gideceksiniz,izinden döndükten sonra dersler başlayacak.Çok şükür ki yürüme eğitimleri bitti,ama akşamları spor eğitimleriniz devam edecek.Derslerde bol bol uyuyacaksınız.Derslerinize albaylar girecek,inanın albaylar kışladaki en iyi insanlar olarak görünecek sizlere.Onlarla rahat rahat muhabbet edebileceksiniz.Derslerde öğrendiklerinizi tatbikatlarda uygulayacak ve sınavlarda iyi not almaya bakacaksınız (herkes geçiyor dersleri).75 gün sonra da usta birliğinize maaşlı bir subay olarak gideceksiniz.
    3 aşağı 5 yukarı bunlarla karşılaşacak yedek subay adaları.Yeni bir deneyim olacak sizler için.İnşallah en iyi şekilde bitirir askerliklerini, askere gidecek olan arkadaşlarımız.
 

Nisan Celp dönemi

   İşte yine bir celp dönemi geldi çattı.Bu dönemde ve sonraki celp dönemlerinde askerlik yapacak tüm yükümlülere Allah'tan bolca sabır ve bol şans diliyorum:).Zor bir dönem sizleri bekliyor arkadaşlar.Yepyeni bir yaşam tarzı,yeni bir deneyim olacak sizler için.
   Eminim şu aralar google da en çok aradığınız kelimeler,acemi birliğiniz ve onun bulunduğu yer ile ilgilidir.Düştüğünüz yer zor mu kolay mı?Komutanları acaba nasıl gibi sorular ve daha fazlası beyninizi kemiriyordur eminim.Sadece sizi değil sevdiklerinizin de en çok düşündüğü sorulardır bunlar.Tam olarak şok olacaksınız ilk günlerinizde.Nereye düştüm ben gibilerinden sorgulayacaksınız şartları.Mantık arayacaksınız,ama bölükte bulamayacağınız tek şey de o olacak.Biter mi askerlik diye düşüneceksiniz,ama bir de bakmışsınız ki yemin töreni gelmiş çatmış.Usta birliğine gideceksiniz,yeni ortam,yeni arkadaşlıklar.Artık görev adamısınız.Göreviniz bol bol nöbet tutmak,eğitim almak (ki genelde yürümeyi öğretmeye devam ediyorlar).Hafta sonlarını 4 gözle bekliyor olacaksınız.Rüyanızda bile içtimaya duracaksınız.Şafak aydınlığa doğru saymaya devam edecek ve o kutlu gün gelecek.
    Sivilde ki her şeyi özlemiş bir şekilde evinize döneceksiniz.İlk başlarda kalabalıklarda dolaşmak sizi tedirgin edecek.Ama sonrasında sivil hayata yeniden alışmış olacaksınız.İşte askerlik bu kadar kolay bir şey:) Hayatınıza çok şey katıyor ve çok şey götürüyor hayatınızdan.Askerliğini yapacak tüm er ve erbaşlara hayırlı tezkereler diliyorum..
 

Süper final mi?Bence gereksiz final..

       Bu sezon ligden bişey anlayan var mı merak ediyorum.Biz Galatasaraylılar olarak güzel bir lig yaşadık,eski mutlu mesut günlerimizi hatırlatan bir sezondu.Şike gölgesi altında geçen bu sezonun normal şampiyonu olarak bitirdi Galatasaray.Normal şampiyon olduk,ama ligde anormal bir durum yaşanıyor.Süper final adı altında yayıncı kuruluş için lig devam ettiriliyor.Normalde şampiyon olan Galatasaray,kolay bir şampiyonluk kazanmasın diye ya da,adı şikeye karışan  ve bunun moral bozukluğunu sezon boyunca yaşayan diğer 3 büyük takıma şampiyonluk için yeni bir şans daha vermek için ortaya konan 12 maçlık final grubu oluşturuldu.
    Taraflı tarafsız herkesin hemfikir olduğu şey,süper finalin gereksiz ve yayıncı kuruluş için yapıldığıdır.Ligler 1 ay geç başlamıştı,bundan kimin kaybı olmuştu?Tabi ki yayıncı kuruluşun.Onun kaybını telafi etmenin bir yolu olarak ligin geç bitirilmesine karar verildi ve süper final ortaya çıktı.Avrupa da sadece Belçika da uygulanan bir sistem sanırım.Türkiye de önümüzde ki sezonda uygulanmayacağı ise kesin.
    Herşeye rağmen (Galatasaraylı olarak tan) tüm takımlarımıza başarılar diliyoruz.Hak eden (Galatasaray), inşallah bu engeli de geçer ve güzel bir şampiyonluk sevinci görürüz.
 

KPSS başvuruları başladı.

   Yeni bir KPSS macerası başlıyor.Kimileri için (örneğin ben) defalarca girilen ama aynı sonucun alındığı bir sınav.Bu sınav genelde öğretmenlerin katıldığı bir sınav.Başka her hangi bir meslek alanında bu kadar yoğun bir katılım olmuyor.Ortalama olarak sınava katılan her 3 kişiden birisi öğretmen,dolayısıyla kpss denince akla öğretmenler geliyor.
    Öğretmenler geleceğin anahtarları durumundalar.Hangi insan öğretmenlerin tezgahından geçmemiş ki! Bir bebek doğar,büyür,gelişir 6 yaşına gelir (bazen 5 yaş) ve öğretmenlere teslim edilir.Yani 6 yaşlarından itibaren çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenleri el üstünde tutmak;beklenilmesi,olması gereken bir şey değil midir? Ama malesef ülkemizde böyle olmuyor.Öğretmenlere verilen değer (verildiğinden emin değilim) yıldan yıla azalıyor.Bu azalmayı,iş bekleyen öğretmenlerin sayısının yıldan yıla artmasından daha iyi anlayabiliyoruz.Zaten Milli Eğitim Bakanımızda öğretmenlere verdiği değeri çok iyi ortaya koymuştu.Ne demişti öğretmenlere? Gidin başka bir iş bulun!!! inşaatlarda amelilik yapın,fabrikalarda işçi olun ki, fabrikalar üniversite mezunlarına iş miş vermiyor,kuaförlük ya da pazarlamacılık yapın,ya da başka bi iş bulun... evet Öğretmenlerin başındaki insan, öğretmenler için bu türden şeyleri düşünüyor ne yazık ki.
  Yeni bir KPSS macerası başladı.Her şeye ve Milli Eğitim Bakanına inat inşallah tüm öğretmenlerimiz, mesleklerini yapma fırsatını bulurlar.Ortada bir sınav varsa tüm öğretmenlerimiz için bu dileğimiz ne yazık ki,tutmaz,ama umut dünyası işte.İnşallah sınav ortadan kaldırılır ve öğretmenlerimiz hak ettikleri sınıflarına kavuşurlar.
 

30 Öğretmen İntihar Etti!!!

          Şu siyasiler,konuşmaktan başka bir şey yapmıyorlar ne yazık ki.Fakat söz konusu kendileri oldu mu,örneğin maaşlarının artışı gibi, hiç zaman kaybetmeden, hemen gerekli adımlar atıp,gerekli yasayı çıkarı veriyorlar.CHP'li bir vekil araştırma önergesi verdi daha yeni,ama bununda sadece lafta kalacağı kesin gibi.Eğitim sistemi ile o kadar çok ilgileniyorlar ki,bu sistemi uygulayacak öğretmenleri akıllarına bile getirmiyorlar.Vekillerin artık anlaması lazım. Atanamayan öğretmenler acı çekiyor,aileleri ve çevrelerine karşı boyunları hep eğik durumda.Yapabilecekleri,bildikleri,ellerinden gelen tek iş öğretmenlik.Fakat işlerini yapmalarına izin verilmiyor.Dahası eğitim bakanı başka iş yapın diyor,ama bu insanlar öğretmen olmak için eğitim aldılar.Başka bir iş yapmak onların gururlarını alaşağı eder.Neyse,daha fazla yazmayalım,haberimiz aşağıda...
 

Otizm hastalığına yol açan genler ilk kez tespit edildi

     Ne sanal,ne reel,tek gerçek bilim dünyası.İnsanlığa en büyük katkıyı hiç şüphesiz bilim adamları yapmakta.19. yüzyılda ortalama ömür 50 yaş civarındayken,şimdilerde 90 yaş ortalamasına sahip ülkeler bulunmakta.İleride kansere de büyük ihtimalle çare bulunacak.Ama sağlık konusundaki bu haberimiz otizmle ilgili.Yorumlarınızı paylaşınız lütfen..
 

Galatasaray'dan Kavga Açıklaması Geldi..


   

     Bütün büyük haber sitelerinin spor servislerinde bu haber dolaşıyor.Herşey iyi giderken ve takım adım adım şampiyonluğa koşarken,böyle bir kavga takımı nasıl etkileyecek ileri ki günlerde göreceğiz.Bir Galatasaraylı olarak Fatih Terim'in takımdaki varlığının,bu olayın, takımı etkilemesini önleyeceğini düşünüyor ve umuyorum.Daha önce de Arda ve Caner kavga etmişti antrenmanda diye hatırlıyorum,şuan ikisi de takımda değil,kavga eden futbolcular için her zaman aynı tavrın sergilenmesi gerektiğini düşünüyor ve sizi haberimizle başbaşa bırakıyorum...

 

Bir Eğitimci Arkadaşımız Daha Hayatına Son Verdi...


Bir eğitimci arkadaşımız daha, devlet ona sahip çıkmadığı için hayatına son verdi.Milli Eğitim Bakanı ya da diğer devlet yöneticiler,hükümet üyeleri bu tür haberleri takip ediyorlar mı,çok merak ediyorum.Yazılacak,çizilecek o kadar çok şey var ki! Neyse diyelim....
Diyarbakır merkeze bağlı İncehıdır köyünde atanamaması nedeniyle bunalıma giren genç öğretmen kendini kravatıyla asarak intihar etti.
Edinilen bilgiye göre, bir süre vekil öğretmelik de yapan Mustafa Kaya (26),KPSS'ye hazırlanıyordu. Yakın zaman önce yapılan öğretmen atamalarında atanamadığı için bunalıma giren genç öğretmen, dün sabaha karşı evinde kendini tavana asmış olarak ölü bulundu. Mustafa Kaya'nın cenazesi otopsi yapılmak üzere Ergani Devlet hastanesi morguna kaldırıldı.
 

Arapça Yeni Yabancı Dil Olacak


    Şu gündemi takip edenler,acaba bir şeylerin değişmekte olduğunu fark ediyorlar mı? Bana göre bir şeyler değişiyor,hem de ciddi anlamda ve köklü değişimler gerçekleşiyor.Özellikle eğitim sisteminde gerçekleştirilen değişikliklerle,Atatürk'ün Batılılaşma yönünde yaptığı devrimler, tersi yöne çevrilmiş durumda.Kesintili eğitim yasası ardından getirilen yeni seçmeli derslerin ardından,şimdi de yabancı dil olarak Arapça'nın okullarda okutulmaya başlanacak olması çok önemli.Bu gelişmeler önemli,çünkü ortalığı çok karıştıracak.Neyse yorumlarla daha fazla sıkmayalım ve sizleri haberimizi okumaya davet edelim...
 

12 Eylül Darbesi Yargılanıyor

       Bir dönemin,hem de oldukça yakın bir dönemin galipleri bugün sanık sandalyesinde.Devir hesap devri,özellikle bu hükümet eskinin rövanşını almak konusunda hayli kararlı duruyor.Ne kadar eskiye gideceği ise meçhul.Neyse konuyla ilgli haberimiz için buyurun...

 

Eskişehir'de Uzay Evi Açıldı

     Eskişehir,kültür ve sanatta Türkiye'nin parlayan yıldızlarından birisi haline geldi.Artık bir çok kültürel etkinlik Eskişehir de yapılır hale geldi.Ayrıca Eskişehir'in önümüzde ki yıllarda kültür başkenti olması gibi bir girişim söz konusu.Bu haberimiz Eskişehir'in bir başka önemli alanda ki yükselişi ile ilgili.Eğitim de Türkiye de tercih edilen kentlerinden birisi olan Eskişehir de,Uzay Evi açıldı.Sabancı ve Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa yaptığı bu eser,dünya da ki örnekleriyle yarışabilecek seviyede,neyse ilgili haberimiz aşağıda..
 

Güzel Kadınlar İş Bulamıyormuş!!


    Bir araştırma yapılmış,araştırma sonuçları aşağıda.İlginç bir araştırma olmuş gerçekten.Gerçi ne kadar doğru orası da tartışılır ama yine de bir haber değeri taşıdığı için buraya koyma gereği duydum.Bir işverenseniz ya da iş başvurusunda bulunmuşsanız yorumlarını ve deneyimlerinizi buradan paylaşın lütfen.Biz de bu araştırmanın geçerliliğini test etmiş oluruz.Neyse ilginç haberimiz aşağıda..

 

Eğitimde Yeni Tartışma!!!


     Milli Eğitim Bakanlığının son hamlesi gerçekten çok ses getirdi.Yeni eğitim sistemi sonucunda çok önemli gündem maddeleri olabilecek yeni sorunlar ortaya çıkacak.Müfredata konulacak olan yeni seçmeli dersler gerçekten de çok tartışılacak.Aslında dersler değil,derslere girecek öğrencilerin kılık-kıyafeti çok konuşulacak.Neyse bu konuyla ilgili haberimiz aşağıda,bu türden haberler ileride sıkça karşınıza gelecek.Buyurun...
 

Windows 8 de O'nu Artık Göremeyeceğiz!!!

        Windows'un yeni sürümü önümüzde ki günlerde bilgisayarlarımızda ki yerlerini almaya başlayacak.Bilgisayar denince akla Windows'un gelmesi hayatımızda ne kadar büyük yer kapladığının göstergelerinden birisi olsa gerek.Çok çeşitli işletim sistemleri var,ama en amatör bilgisayar kullanıcısı bile Windows'u çok rahat bir şekilde kullanabilmektedir.Haberimiz Windows'un yeni sürümüyle ilgili,bilgisayara her baktığımızda ilk gördüğümüz şey başlat düğmesidir,bu haberimizde başlat düğmesini artık göremeyeceğimizi anlatıyor.Neyse haberimiz aşağıda,iyi okumalar...

 

Atanamayan Öğretmenlere Yönelik Bir Haber


     Ortaya konan yeni eğitim sistemiyle öğretmen açığı daha da artacaktı malum.Ağustosta ki öğretmen atamalarında hükümetin,bu yeni sisteme verdiği değeri daha iyi anlayacağız.25 Bin atama yapılacağı konuşuluyor ve tabi ki bu,atanamayan öğretmen sayısına göre çok çok düşük bir sayı.Fakat yeni sistemle atama sayısının da artması bekleniyor.Bunlara karşın atanamayan öğretmen sorununa yönelik hükümetin yeni bir adım atacağı da konuşulmaya başlandı.Haberimiz de işte bununla ilgili.Özel okullar kanalı ile daha fazla öğretmen istihdamı yapılması planlanıyor.Ne diyelim,hayırlısı artık.Belki öğretmenlerimize yönelik güzel şeylerin yapıldığını da görürüz,diyoruz ve haberimizi okumanızı öneriyoruz...
 

YGS de Yaşananlar


Zor bir sınav geride kaldı.Sınava giren tüm öğrencilere geçmiş olsun diyoruz.Sorular zormuş,öğrenebildiğimiz kadarıyla.Sınava giren öğrenci sayısı arttıkça soruların zorluk derecesi de aynı oranda artıyor.Fakat haberimiz ne sorularla ne de sınav sistemi ile alakalı.Haber, bu sınavın öğrencilere yaptığı baskı ile alakalı.Neyse daha fazla yorum yapmayalım, haberimiz aşağıda..
 

Gölcük Volkanı Her An Patlayabilir!!

      Çoğu kıyamet senaryosunun temelinde volkan patlamaları yer almakta.Türkiye,depremsellik ve volkanizma açılarından dünyanın en aktif bölgelerinden birinde bulunmakta.Depremler ülkemiz için sıradan olmaya başladı ve çok az da olsa deprem bilinci gelişmeye başladı diyebiliriz.Fakat volkanik bir olaya karşı nasıl hareket edeceğiz? Ülkemizde ki volkanların çoğunun söndüğü ve bir kaçının da uykuda olduğu var sayılıyor.Ya uyuyan devler uyanırsa! Bizler hep afetleri,afet olduktan sonra tartışıyoruz.Depremlerde,heyelanlarda ve büyük şehirleri etkileyen sel felaketlerinde durum hep böyle olmuştur ne yazık ki.Neyse önemli gördüğümüz haberimiz aşağıda,ilgili yerlerde yaşayanlar varsa dikkatli olsunlar..
 

YGS stresine Dayanamadı!!!


      Üzücü bir haber gerçekten.Çocukların üzerinde nasıl bir baskı olduğunu ancak çocuklar anlar! Bu yüzden ebeveynlerin içlerindeki çocuğu ne olursa olsun yaşatmaları şart,ki çocuklarını anlayabilsinler.Çocukların hayatları sınavlara entegre edildikçe daha çok okuruz bu tür haberleri ne yazık ki!! Haberimiz aşağıda...

 

Hayvan Katliamı,Bu çocuklar bir gün büyüyecek!!!

      Bu haberimiz çocuklar ve hayvanlara olan bakış açıları ile ilgili.Ne yazık ki çocuklarımıza hayvanlara nasıl davranılması gerektiği hakkında yeterli bilgiyi ,eğitimi vermiyoruz.Gerçi insanlar bile birbirlerine hayvani bir şekilde yaklaşırken,hayvanlara farklı davranmak çok zor oluyor.Eh büyüklerinden ders alan çocuklar da hayvanlara böylesine acımasız bir şekilde davranıyor.Eminim çevreniz de görmüşsünüzdür,taşlarla sopalarla kedi köpek kovalayan çocukları.Küçüklüğünde hayvanlara bu şekilde davranan bir çocuk,büyüdüğünde aynı davranışı insanlara karşı da yapıyor.Büyükler de hiç farklı değil.Yeryüzünde insandan başka hiç bir canlı zevk için diğer yaratıklara acı çektirmiyor.Spor olsun diye hayvanları öldürüyoruz.Zevk olsun diye hayvanları öldürüyoruz.Kürkleri için hayvanları öldürüyoruz.Ama hayvanlar ya acıktıklarında ya da güvenliklerini tehlikede hissettiklerinde saldırgan olurlar.Tüm bu yaptıklarımız bana şunu gösteriyor.İnsanoğlu bu dünyaya gelmiş en tehlikeli hayvandır.Neyse bu konuda yazılacak o kadar çok şey var ki;insanlıktan çıkmayayım şimdi,haberimiz aşağıda..
 
 
Copyright © 2011. İnternetin Gündemini Bizimle Takip Edin - Tüm hakları Kayıptır...
Bu site Blogger tarafından destekleniyor...
Counter